Quantcast
Channel: Girişim Haber - Trend / Yükselen Değer
Viewing all 209 articles
Browse latest View live

Türkiye'de Mobil Bankacılık 3 Yılda Tam 25 Kat Büyüdü!

$
0
0

Mobil bankacılık 2011-2014 yılları aralığında 19 kat büyüdü. Mart 2015 itibarıyla yıllık bazda ise büyüme 25 kata ulaştı. TBB verilerine göre 2011 yılında 11.2 milyar lira olan mobil bankacılık işlem hacmi 2014 sonunda 218.2 milyar liraya, Mart 2015 yıllık bazda da 277.2 milyar lirayaçıktı.

Bankacılar, mobil kullanımının yakın gelecekte interneti geçeceğini düşünüyor. Akıllı telefonlarla başlayan devrim saat ve gözlükle başlayan giyilebilir teknolojilere kayıyor. Bankalar yeni yatırımlarını ‘ekran’ olan her yere ‘arabanızdan televizyonunuza’ hizmetlerini taşımak için yapıyorlar. TBB verilerine göre, 2011 ile 2015 Mart yıllık verileri karşılaştırıldığında internet bankacılığını kullanan müşteri sayısı yüzde 78 artarken mobil bankacılığı kullananlar 18 kat büyüdü. Bugün aktif olarak 8.1 milyon kişi mobil bankacılık, 15.3 milyon kişi de internet bankacılığını kullanıyor.

Dünya’ya dijital bankacılık hizmetlerini anlatan 10 büyük bankanın genel müdür yardımcısı yapılan işlemler ve kullanım alışkanlığı açısından internetin artık klasik banka şubesi konumuna gelmeye başladığını buna karşılık mobilin eski internet şubesi kanalı haline geldiğini söylüyor. Bankacılar, yeni neslin interneti atlayarak doğrudan mobil bankacılığa giriş yüptığını vurgularken ‘Y’ kuşağı hepsini teknolojiye uyum konusunda istim üzerinde tutuyor. Bankalar, mobili büyütürken basitlik ve kullanıcı dostu olmaya çalışıyor. Yeni yatırımlarda ise saat ve gözlükle başlayan giyilebilir teknoloji adı verilen yeni alanları da ihmal etmezken hedefleri bankacılığı hayatınızda her ekrana taşımak. Bunun içinde yeni model arabalara ve televizyonlara göz kırpıyorlar.

'25 Yaş Altı Gençler Akıllı Telefonlarla Uyuyor'

Akbank Direkt Bankacılıktan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Orkun Oğuz: "Teknolojik gelişmeler yeni nesli çok fazla etkiliyor. 25 yaşın altındaki gençlerin %81’i akıllı telefonuyla birlikte uyuyor. Gençlerin %97’si mesajlarını kontrol etmek için tuvalette bile akıllı telefon kullanıyor.. Akıllı telefon ile büyüyen çocuklarımız, artık bir yeri işaret ederken veya kapı zili çalarken bile başparmağını kullanıyorlar. Bu da gündelik teknolojinin hayatımızda ne kadar büyük bir yer kapladığının ve gelecek nesillerde de devam edeceğinin en büyük göstergesi. Akbank Direkt Mobil’e yeni kazandığımız müşterileri incelediğimizde, her 4 müşterimizden birinin hiç internet bankacılığı kullanmadan mobil kullanmaya başladığını görüyoruz. Müşterilerimizin %40’ı ise internet bankacılığı yerine; sadece mobil bankacılığı kullanmayı tercih ediyor. Bugün bankamızda yapılan tüm işlemlerin %91’i internet ve mobil gibi Direkt Bankacılık Kanalları üzerinden gerçekleşiyor. Direkt bankacılık kanalları içerisinde bugün internet kullananların sayısı daha fazla olsa da; 2015 yılında mobil kullanımının interneti geçmesini bekliyoruz. Direkt Bankacılık kanallarımızda müşterilerimiz 7 gün 24 saat özgürce işlem yapabiliyor.

Giyilebilir teknolojiye yatırımlarımıza devam ediyoruz. Müşterilerimizin en çok kullandıkları işlemleri onların en rahat yapabileceği şekilde Apple Wath’a taşıdık."

Mobili ‘Ekran Olan Her Yere’ Taşıyacak

Garanti Bankası Genel Müdür Yardımcısı Didem Dinçer Başer: "Artık devir mobilin devri. En önemli hedeflerimizden biri, önümüzdeki dönemde mobil bankacılığın sadece telefonlarda değil, kullanıcı hareket halindeyken ekran olan her yerde hayatında olmasını sağlamak. Kullanıcılar araba kullanırken, evde televizyon izlerken ya da yolda yürürken saatlerine bakarak mobil bankacılık uygulamalarıyla etkileşim halinde olabilecekler. Kullanıcıların finansal ve diğer tüm servislerden giyilebilir teknolojiler üzerinden faydalanacağını bildiğimiz için mobil deneyimi yeni noktalara taşıyan bu ürünler özelinde de çalışıyoruz. Samsung Galaxy Gear II ve Sony SmartWacth 2 gibi akıllı saatler ve Google Glass içinde iGaranti uygulamamızla yer alıyoruz. Garanti Bankası’nda İnternet Şubesi ve Cep Şubesi sayesinde işlemlerini gerçekleştiren ve dijital müşteri olarak tanımladığımız sayı 3.5 milyon. Bankamızdaki tüm finansal işlemlerin %87’si dijital kanallarımızdan gerçekleşiyor; bu rakam 2000’li yılların başında %40’lardaydı. Nakit hariç işlemler olarak baktığımızda ise şu an bu oran %91’i aşıyor. Garanti İnternet Şubesi’nde bugün, 500’den fazla işlem tipiyle piyasadaki liderliğimizi sürdürüyoruz. Garanti Bankası olarak toplamda 2 milyona yakın mobil müşterimiz var. 9 farklı platforma özel geliştirdiğimiz 12 uygulamamız içerisinde Cep Şubesi, mobilin ana lokomotifi olarak konumlanıyor."

'Yeni Dönem Bankacılığına Odaklandık'

ING Bank Genel Müdür Yardımcısı Barbaros Uygun: "ING Bank olarak “yeni dönem bankacılığı”na odaklandık. Dijital kanalları şubelere alternatif görmekten ziyade, onlarla entegre çalışacak hizmet noktaları olarak konumlandırıyoruz. Bunun sonucu olarak da, müşterilerin standart işlemleri şubeye gelmeden halledebilecekleri ve herhangi bir kanalda başlattıkları işlemi bir başka bir dijital kanalda veya şubede tamamlayabilecekleri bir dünya yaratmaya çalışıyoruz. Bu kapsamda, Türkiye’de bir ilke imza attık ve “her cihaza uyumlu bankacılık” anlayışını getirerek ING Internet Şubemizi cihaz bağımsız olarak yeniledik."

'Aktif Müşteri Sayısı 5 Yılda Yüzde 200 Arttı'

Finansbank Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Kürşad Demirkol: "Bugün artık birinci kanalımız mobil haline geldi. Bir ürün geliştireceksek ‘mobil kanal üzerinde geliştirelim’ diyoruz. Smart watch gibi yeni teknolojiler çıktığında bunları ‘nasıl mobile adapte edebiliriz?’ diye düşünüyoruz. Akıllı telefon uygulamalarının kendi çıkarttığı bildirimler bizim çok sık kullanmak istediğimiz kanallardan biri haline geldi. Şimdi mobil bankacılık kanalı üzerinden bildirimler ileteceğimiz bir alt yapı kurduk. Apple Watch uygulamamız çok yakında tamamlanıyor. Dijital bankacılık olarak aktif müşteri sayımız son 5 yılda yüzde 200’ün üzerinde arttı. 4.8 milyon olan bireysel müşterilerimizin yüzde 27’sinin internet veya mobil bankacılık kanallarımızı kullandığını görüyoruz. Tüm işlemlerimizin ise yüzde 67’sini Direkt Bankacılık kanalları ile gerçekleştiriyoruz. Bu oranın önümüzdeki 4-5 yılda yüzde 80 seviyesine ulaşmasını bekliyoruz."

Şeker Widget'ı Devreye Aldı

Şekerbank Genel Müdür Yardımcısı Gökhan Ertürk: "Mobil bankacılıkta son olarak hizmete aldığımız Şeker Widget uygulaması ile müşterilerimizin bilgiye erişimini hızlandırıyoruz. Müşterilerimizin %50’sinden fazlası en az bir dijital kanalı kullanıyor. Sadece dijital kanallardan hizmet almayı tercih eden müşterilerimizin oranı ise dijital kanal kullanım deneyimi olan müşterilerin %10’u civarında seyrediyor. 2014’ün başından bugüne Şekerbank internet şubesini kullanan müşterilerimizin sayısı yaklaşık %20, Şeker Mobil Şube kullanan müşterilerimizin sayısı da %100’ün üzerinde artış kaydetti."

Dijital, Giyilebilir Teknolojilere Kayacak

İş Bankası Genel Müdür Yardımcısı Hakan Aran: "Bankamatikle başlayan dijital bankacılık yolculuğumuz internet şube ve sonrasında da mobil bankacılık uygulamamız İşCep ile devam etti. 2009 yılında %61,2 olarak gerçekleşen dijital bankacılık kullanım oranımız 2014 yıl sonunda %80,7 seviyesine ulaştı. 2015 ikinci çeyrekte ise %82’ye çıktı. Yakın gelecekte dijital bankacılığın giyilebilir teknolojilere kayacağı bir döneme tanık olacağız. Akıllı saatler ve akıllı gözlüklere özel bankacılık uygulamalarıyla daha fazla karşı karşıya kalacağız. Müşteri segment tanımlamalarından birebir müşteriyi tanıyan altyapı teknolojileriyle kişiye özel hizmet veren bir dönüşüm geçireceğiz. Müşterinin ayak izlerini takip ettiğimiz, ihtiyacı olduğu anda yanında olduğumuz bir hizmet yapısına evrileceğiz. Kısa süre önce İşCep Apple Watch uygulamamızın geliştirmesini tamamladık, Apple Watch’ların Türkiye’de satışa sunulmasıyla uygulamamız da kullanıma sunulacak."

'Türk Bankaları Dijitalde Avrupa İle Yarışıyor'

Yapı Kredi Alternatif Dağıtım Kanalları Genel Müdür Yardımcısı Yakup Doğan: "Özellikle Alternatif Dağıtım Kanalları, kart ve ödeme sistemleri açısından Türk bankaları gelişmiş pazar sayılabilecek pek çok ülkenin ötesinde bir seviyede. Yapı Kredi olarak biz de müşterilerimizin hayatlarını kolaylaştırmak için hem internet, hem mobil platformlarımızı geliştirmeye devam ediyor, bu alanda sektörde pek çok ilke imza atıyoruz. Banka olarak iPhone, iPad, Android, Android Tablet, Blackberry ve Windows Phone 8, Apple Watch cihazlarının kullanım alışkanlıklarına uygun mobil bankacılık uygulamalarımızın yanı sıra henüz piyasaya çıkmayan ürünler üzerinde çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Önümüzdeki süreçte de Apple Watch ürünü gibi hayatın her anında kullanılabilir, hedeflerimizde stratejik olarak konumlandırabileceğimiz yenilikler üzerinde çalışmalarımızı sürdürüyoruz."

Mobili Kullananların %55’i Başka Yere Gitmiyor

TEB Bireysel ve Özel Bankacılık Kıdemli Genel Müdür Yardımcısı Gökhan Mendi: "Dijital bankacılık platformumuz CEPTETEB artık direkt bankacılık platformumuzun ana markası. TEB olarak, Google Glass’a özel geliştirdiğimiz ilk finansal uygulamamızın ardından Samsung Gear 2 ve Gear 2 Neo modelleri için dünyanın ilk bankacılık uygulamasını hayata geçirdik. Müşterilerimizin %83’ünü bu kanallara taşıdık. Bu süreçte, internet bankacılığı kullanıcı tabanı aktif müşterilerimizin %29.3’üne ulaştı. Para transferlerinin %83’ü, fatura ödeme işlemlerinin %79’u dijital kanallar aracılığıyla yapılıyor. Şubeyle karşılaştırılabilir işlemlerin dijital kanallardan yapılma oranı ise %80. 2015 yılının ilk yarısı sonunda mobil bankacılık kullanıcı tabanı aktif müşterilerimizin %15’ine ulaştı ve mobil bankacılık penetrasyonunda sektör lideri olduk. Mobil bankacılık uygulamamızı kullanan müşterilerimizin %55’i ise sadece bu kanalı kullanarak bankacılık işlemlerini gerçekleştiriyor."

Mobil Bankacılık Çok Daha Yaygın Olacak

VakıfBank Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Saydam: "Dijital bankacılıkta kullanım yoğunluğu gün geçtikçe mobil mecralara doğru kaymaktadır. İnternet bankacılığı uygulamamızın tüm işlemleri mobil bankacılık uygulamalarımızda da sunmaya çalışıyoruz. Bankacılık sektörünün geleceğinde şubesiz bankacılığın çok daha önemli bir yer tutacağını ve özellikle mobil bankacılığa yönelik uygulamaların kullanımının çok daha yaygın olacağını öngörüyoruz. Bunu hem teknolojinin hızlı gelişimine hem de yeni neslin bu değişime gösterdiği uyuma bakarak rahatlıkla söyleyebiliriz. VakıfBank olarak biz de mobil bankacılık yatırımlarımıza ve kullandığımız teknolojilere yenilikler eklemeye devam ediyor, özellikle iddialı olduğumuz işlem sayısı alanında gelişim gösteriyoruz. İnternet bankacılığını 1.5 milyona yakın müşterimiz aktif olarak kullanıyor. 2014 yılında müşterilerimize sunduğumuz mobil bankacılık uygulamamızda ise çok kısa bir sürede 400 bin kullanıcıyı aştı."

'Sosyal Deniz ve Deniz Kabuğu' ile Tabuları Yıkacağız'

DenizBank Dijital Kuşak Bankacılığı Grubu Genel Müdür Yardımcısı Murat Çelik: "DenizBank olarak dijital ve mobil teknolojiler ile beraber bankacılıkta yaşanan paradigma değişimini çok önemsiyoruz. Bu bağlamda gemimizin dümenini çok uzun zaman önce dijital dünyaya çevirdik, inovasyonu kurumumuzun DNA’sına yerleştirdik ve dijital dönüşümün lideri olmak vizyonuyla faaliyetlerimizi şekillendirdik. Bugün itibariyle, dijital dünyayı takip eden değil, uygulamalarıyla takip edilen bir marka olmayı başardık. Dijital Kuşak Bankacılığı olarak, müşterilerimizin diledikleri anda her yerden ve her zaman bankacılık işlemlerini kolayca yapabileceği MobilDeniz uygulamamızı her gün geliştiriyor ve yeni fonksiyon eklemeleri yapıyoruz. Dijital Bankacılık olarak yine tabuları yıkacak 2 adet yeni uygulamamız; Sosyal Deniz ve Deniz Kabuğu yakın zamanda hayata geçecek. Dijital bankacılık önümüzdeki dönemde özellikle mobil ile kullanıcılarının hayatlarında büyük ölçüde yer almaya devam edecek."

TBB'nin verilerine göre hazırlanan rapor hakkında daha detaylı bilgi edinmek isterseniz www.tbb.org.tr web adresini ziyaret edebilirsiniz.

Dünya Gazetesi kaynaklı haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.


EO Türkiye: Yükselen Girişimcilik Trendleri Mobil ve Çevre!

$
0
0

İş dünyasının küresel çaptaki en büyük ağlarından biri olan Entrepreneurs’ Organization (EO), son yıllarda Türkiye ve dünyada çapında en çok öne çıkan girişimcilik terndlerinin mobil ve çevre olduğunu belirtiyor.

Türkiye’de ve dünyada, son yıllarda girişimcilik alanında en öne çıkan alanın mobil olduğu görülüyor. Bilişim teknolojilerindeki gelişmelere ek olarak, girişimcilerin odağında yükselen çevre bilinciyle uyumlu tarım ve tekstil fikirleri de bulunuyor. Entrepreneurs’ Organization (EO) Türkiye Başkanı Gamze Cizreli, “Gençlerimiz istihdam edilmeyi bekleyen değil, istihdam yaratan rolüne geçtiklerinde, Türkiye’de işsizlik sorununun büyük oranda çözüleceğini biliyoruz” diyor ve girişimciliği destekleyici projelerine devam ettiklerinin altını çiziyor.

Türkiye’de özellikle son yıllarda girişimcilik rüzgarı her zamankinden de hızlı esiyor. Çalışan nüfusun yüzde 15’ine yakınının aktif olarak girişimcilik faaliyetleri içinde yer aldığı tahmin ediliyor. Özellikle internet teknolojileri alanındaki girişimlerde, ihtiyaçtan ziyade fırsata dayalı girişimcilik faaliyetlerinin arttığı gözlemleniyor. Bunlar içerisinde geçtiğimiz yıllarda en çok öne çıkan alan ise, mobil alanda yapılan girişimler oldu. Son 5 yılda mobil internet trafiğinin Türkiye’de 50 kat arttığı ve bu yılın sonuna kadar dünya nüfusunun yüzde 50’ye yakınının akıllı telefon sahibi olacağı tahmin ediliyor. Bununla birlikte mobil ticaret, mobil oyunlar, mobil sağlık ve yaşamı kolaylaştırmaya yönelik uygulamalara da her gün bir yenisi ekleniyor. Mobil girişimler, iyi bir fikirden yola çıkmışlar ise, düşük sermaye avantajı ve binlerce kişiye ulaşabilme imkanı sayesinde kısa sürede başarıyı yakalıyor.

Çevre Bilinci Yüksek Girişimcilik

Bilişim teknolojileri alanındaki gelişmelerin yanı sıra, sürdürülebilirlik ve çevre farkındalığının hiç olmadığı kadar yükseldiği bugünlerde, organik tarım, organik tekstil, yeşil ekonomi ve mikro biyoloji gibi alanlarında sürekli yeni fikirler ve projelerüretiliyor. Daha büyük sermaye gerektiren ve stratejik öneme sahip sektörler olan savunma sanayi ve güvenlik gibi alanlardaki girişimciler de, yatırım imkanlarından da faydalanarak bu alanlarda gelişimi sağlıyor.

“Gençler İstihdam Bekleyen Değil, İstihdam Yaratan Rolünde Olmalı”

İş dünyasının küresel çaptaki en büyük ağlarından biri olan Entrepreneurs’ Organization (EO)’nun Türkiye Başkanı Gamze Cizreli, özellikle genç nüfusta işsizliğin azaltılmasında girişimciliğin büyük bir rolü olacağını belirtiyor ve ekliyor: “Gençlerimiz istihdam edilmeyi bekleyen değil, istihdam yaratan rolüne geçtiklerinde, Türkiye’de işsizlik sorununun büyük oranda çözüleceğini biliyoruz. Bu nedenle bizler de EO Türkiye olarak, özellikle gençler arasında girişimciliği özendirici, destekleyici ve eğitici faaliyetlerimize devam ediyoruz.”

Entrepreneurs’ Organization (EO) hakkında dahadetaylı bilgi edinmek isterseniz www.eonetwork.orgweb adresini ziyaret edebilirsiniz.

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Huzurlarınızda Şimdiye Kadar Dünyada En Çok Satan Ürünler!

$
0
0

24/7 Wall Street internet sitesi, 10 farklı kategoride dünyanın en çok satan ürünlerini sıraladı. Listeye teknoloji sektörü 4 ürünle dahil oldu. İlk 10'da 2 ürünü bulunan Apple ise satış rakamları ile dikkat çekiyor.

iPhone

2007'de piyasaya çıkmasından bu yana farklı modellerde toplam 516 milyon adet satan iPhone, dünyanın en çok satan telefonu konumunda.

Harry Potter
Harry Potter, 450 milyon adetlik satış rakamıyla dünyanın en çok satan kitabı.

Rubik Küpü
Piyasaya çıktığı 1980 yılından bu yana 350 milyon adet satılan Rubik Küpü, böylelikle dünyanın en çok satan oyuncağı oldu.

PlayStation
PlayStation markası, dört farklı modelinden toplamda 344 milyon adet satarak en çok satan oyun konsolu oldu.

Super Mario
Video oyun şirketi Nintendo'nun 1981 yılında tanıttığı Super Mario serisinden toplam 262 milyon adet oyun satıldı.

iPad
211 milyon adet satılan iPad, dünyanın en çok satan tableti konumunda.

Thriller
Michael Jackson'ın Thriller albümü, piyasaya çıktığı 1982 yılından bu yana 70 milyon kopya satarak dünyanın en çok satan albümü oldu.

Corolla
Toyota'nın ilk kez 1966'da piyasaya sürdüğü Corolla'dan bugüne dek 40,7 milyon adet satıldı.

Lipitor
Pfizer, bugüne kadar 141 milyar dolara bedel Lipitor kolesterol ilacı sattı.

Star Wars
6 Star Wars filmi toplamda 4,6 milyar dolar hasılat elde ederek en çok satan film oldu.

NTV kaynaklı haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Y Kuşağı'nın İdeal İşvereni "Holding" ve "Okul Şirketler"!

$
0
0

Universum İdeal İşveren Araştırması'na göre; Y kuşağı kendisini sorumluluk sahibi ve sadık buluyor. Holdingler ve "okul şirket"özelliğine sahip, gençlerin gelişimlerine katkıda bulunan şirketler öne çıkıyor.

Universum İdeal İşveren Araştırması 2015, Türkiye’de, 30’dan fazla üniversitede, 34 bin 465 öğrenci ile gerçekleştirildi. Bu yıl üçüncüsü yapılan araştırmada, ilk defa bu yıl 0-3 yıl arasında iş tecrübesi olan, genç profesyonel Y kuşağı temsilcilerinden 7 bin 672 kişiye de sorular yöneltildi. Böylece Y kuşağının iş hayatına girdikten sonra bakış açısındaki değişimler ortaya konuldu. İktisadi İdari Bilimler, Mühendislik, Sosyal Bilimler gibi farklı eğitim alanlarından öğrencilere ulaşılarak; fonksiyonlar arasında tercihlerin nasıl değiştiği de araştırıldı. Bu yıl Koç Holding hem İktisadi ve İdari Bilimler, hem de Sosyal Bilimler alanında eğitim gören öğrenciler ve genç profesyoneller arasında birinci sırada yer aldı.

Mühendislik ve IT okuyan öğrencilerin birinci tercihi ise Aselsan oldu. Mühendislik ve IT kökenli genç profesyonellerin ideal işveren sıralamasında ilk sırada Google yer aldı.

Universum Ortadoğu Direktörü ve Dinamo Danışmanlık Yönetici Ortağı Evrim Kuran, gençlerin kendilerine ulaşan, dijital dünyada yer alan ve kurum değerlerini yansıtan sosyal sorumluluk çalışmalarını yürüten şirketleri tercih ettiklerini belirtti. Holding yapılarının farklı sektörlerde deneyim kazanma ve yurtdışına açılım yapabilme imkanı sunmasından dolayı da öne çıktığını söyleyen Kuran, gençlerin girişimci arzularını fark eden ve bunu kurum içinde tatmin edebilen şirketlerin önümüzdeki dönemde tercih edileceğini sözlerini ekledi.

Araştırma kapsamında, Y kuşağı temsilcilerine kendilerini nasıl tanımladıkları soruldu. Y kuşağı hakkında sadakatsiz, sık iş değiştirir ve sorumluluk düzeyi düşük gibi görüşlerin hakim olmasına rağmen; araştırma kuşaklar arasında sadakat ve sorumluluk kavramlarına bakış açılarının farklı olduğunu ortaya koydu. Araştırmaya katılan gençlerin yüzde 73’ü kendilerini sorumluluk sahibi ve sadık olarak görürken; diğer öne çıkan özellikleri arasında yüzde 71 oranla network kurabilme becerisi, yüzde 55 dikkatli ve yüzde 52 meydan okuyan olma yer alıyor. Universum’un araştırmasında çıkan çarpıcı sonuçlardan birisi de Türkiye’deki öğ rencilerin yüzde 18’i mezun olunca kendi işini kurmayı düşünüyor. Araştırmanın gerçekleştirildiği 55 ülke arasında, buna en yakın oran yüzde 11 ile Polonya.

İktisadi ve İdari Bilimler Öğrencilerine Göre Türkiye’nin İdeal İşverenleri 2015

  1. Koç Holding
  2. Sabancı Holding
  3. Türk Hava Yolları
  4. Google
  5. Microsoft
  6. Doğan Holding
  7. Türkiye İş Bankası
  8. The Coca Cola Company
  9. Unilever
  10. Ziraat Bankası

Sosyal Bilimler Öğrencilerine Göre Türkiye’nin İdeal İşverenleri 2015

  1. Koç Holding
  2. Türk Hava Yolları
  3. Sabancı Holding
  4. Google
  5. TÜBİTAK
  6. Microsoft
  7. Samsung
  8. Doğan Holding
  9. IKEA
  10. Eczacıbaşı Grubu

Mühendislik ve IT Öğrencilerine Göre Türkiye’nin İdeal İşverenleri 2015

  1. Aselsan
  2. Google
  3. Microsoft
  4. Koç Holding
  5. Türk Hava Yolları
  6. TÜBİTAK
  7. Sabancı Holding
  8. Samsung
  9. TAI (TUSAS)
  10. Roketsan

Genç Profesyonellere göre Türkiye’nin İdeal İşverenleri 2015- İktisadi ve İdari Bilimler

  1. Koç Holding
  2. Google
  3. Sabancı Holding
  4. Türk Hava Yolları
  5. Unilever
  6. Microsoft
  7. The Coca Cola Company
  8. Ziraat Bankası
  9. Eczacıbaşı Grubu
  10. Procter & Gamble (P&G)

Genç Profesyonellere göre Türkiye’nin İdeal İşverenleri 2015- Sosyal Bilimler

  1. Koç Holding
  2. Türk Hava Yolları
  3. Google
  4. TÜBİTAK
  5. Sabancı Holding
  6. Microsoft
  7. The Coca Cola Company
  8. Eczacıbaşı Grubu
  9. Aselsan
  10. Doğan Holding

Genç Profesyonellere göre Türkiye’nin İdeal İşverenleri 2015- Mühendislik ve IT

  1. Google
  2. Türk Hava Yolları
  3. Microsoft
  4. Aselsan
  5. Koç Holding
  6. TÜBİTAK
  7. Unilever
  8. Turkcell
  9. Sabancı Holding
  10. Siemens

Derleme haberimizi işveren girişimcilerimiz başta olmak üzere tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Türkiye’deki Başörtüsü ve Mütevazi Giyim Pazarlarındaki Yenilikler!

$
0
0

Başörtü ve mütevazı giyim global pazarlarını başarıyla idare eden e-ticaretşirketlerinden Modanisa ve SefaMerve, 24 milyar dolar değerinde mütevazı giyim satışı yaparak Türkiye’nin global pazarda %10’luk bir paya sahip olmasını sağladı.

Mütevazı giyim pazarı, 2010 yılından itibaren üniversitelerde, resmi dairelerde ve pek çok özel sektör şirketinde başörtüsü yasağının kaldırılmasından sonra ivmesini arttırdı. Türk kadınları, toplumda ve iş hayatında her zaman aktif rol oynamaktadırlar ve aynı zamanda mütevazı giyimi en çok talep eden kişilerdir. Muhafazakar giyimi tercih eden 20 milyondan fazla kadın, büyük şehirlerde yaşıyor ve mütevazı giyim pazarının temelini oluşturuyor.

Online giyim markası Kayra’nın Pazarlama Müdürü Derya Seyhan Kayaşunları söylüyor, “Sektör kesinlikle yeniliklerle gelişiyor. 10 yıl önce sadece 3 çeşit ürün piyasaya sürülüyordu. Bunlar çarşaf, kaban ve uzun etekti. Şimdi ise stilize edilmiş abaya konseptlerinden plaj kıyafetlerine kadar mütevazı giyim ile her şeyi adapte edebilirsiniz. Özellikle genç ve eğitimli Müslüman kadınlar, yenilikçi üretimlere ilgi gösteriyorlar.” dedi.

Başarılı Yenilik

Eski spor başlıkları giyen kişiye baş ağrısı yaptırıyor ve dikişli yapısı nedeniyle teri dışarı atmaya yönelik tasarlanmamışlardı. SefaMerve bu sorunu başlığı dikişsiz olarak yeniden tasarlayarak çözdü. 2.50 dolar fiyatındaki başlık, yıl içerisinde tam 0.7 milyon adet sattı. SefaMerve’nin spor başlıklarındaki başarısı , diğer mütevazı spor giyim alanlarının da gelişmesini sağladı. SefaMerve CEO’su Oya Okur Erciyes, “Ar-Ge ve tasarım ekibimiz İslami prensiplere uygun takım kıyafetler geliştirdi. Şimdi Suudi Arabistan kadın basketbol takımı geliştirdiğimiz mütevazı spor kıyafetleri giyiyor ve Rio 2016 Olimpiyatlarında mücadele edecek olan 3 Müslüman kadının giyim sponsoruyuz. Şu anda saç kaybını ve teri önleyen ve E Vitamin kapsülleri içeren başlıklar üzerinde çalışıyoruz.” dedi.

Sosyal Medya ile Müşteri Çekmek

Türkiye’nin online giyim şirketleri Facebook’u kendi avantajlarına kullanıyorlar.

takipçiye sahip. SefaMerve müşteri çekebilmek için sosyal medyayı etkin bir şekilde kullanıyor. E-ticaret alanına yatırım yaparak, 3 yıl içerisinde 4.2 milyon Facebook takipçisine ve yıllık 20 milyon dolar gelire sahip oldu. Şirket Facebook’daki tartışmaları ve paylaşımları analiz ediyor.  Erciyesşunları söylüyor, “Müşterilerimiz ile şirketimiz arasındaki en büyük iletişim kanalı Facebook. Ar-Ge ekibimiz geri bildirim alabilmek ve hatalarımızı düzeltebilmek için organik olarak müşterilerimiz ile birebir irtibata geçiyor. Sonra da yenilikler geliyor.”

Global Markalar için Mücadele

Global moda markaları, Müslüman kadın müşterilerin ince farklarını anlamak için mücadele ediyor. Bazı uzmanlar bu mücadelenin yerel şirketler ile global markalar arasında olduğunu söylüyor. Çünkü global markalar bu alanda nasıl yenilik yapacaklarını henüz bilmiyorlar. Fakat bir avuç global marka bu pazara giriş yaptı. Bunlardan bazıları DKNY, Tommy Hilfiger ve Uniqlo.

SefaMerve’nin ortak kurucusu ve Başkanı Mehmet Metin Okur şunları söylüyor, “Global markalar yeterli tecrübeye ve bizim bu işi nasıl yaptığımıza dair bilgilere sahip değil. Bu pazarda üstün olmak için muhafazakar giyimi tercih eden Müslümanların dünya üzerinde nerelerde olduklarının fark edilmesi gerekiyor.”

Salaam Global Islamic Economy Gatewaykaynaklı çeviri makaleyi mütevazi giyim ve başötrüsü sektörlerinde faal olan girişimci okurlarımız başta olmak üzere tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Güvenli Online Alışveriş İçin Dikkat Edilmesi Gereken 13 Altın Kural!

$
0
0

Fiyat karşılaştırma sitesi Bilio.com’un Genel Müdürü Can Günay, internetten güvenli alışveriş için dikkat edilmesi gereken hususları açıkladı. Bazı kurallara uyulduğu takdirde internetten alışverişin en hızlı, konforlu ve pratik seçenek olduğunu söyleyen Günay, e-ticaret sisteminin sunduğu ucuz fiyat avantajının vazgeçilmezliğine de vurgu yaptı.

SSL Sertifikası ve 3D Güvenlik Şifresi Şart!

Can Günay, SSL sertifikasının ve 3D güvenlik şifresinin e-ticaretteki önemine değinerek şunları söyledi;

“İnternetteki alışveriş eğilimlerine baktığımızda, online alışverişlere yön veren öncelikli unsur fiyat avantajı olarak karşımıza çıkıyor. Sanal alışverişlerin ve e-ticaretin perakende sektörünü kökten değiştirdiği bir dijital dönüşüm çağında, biz de bu değişime ayak uydurmalı ve kullanıcılar olarak gözümüzü dört açmalıyız.

Burada dikkat etmemiz gereken en önemli şey, alışveriş yaptığımız internet sitesinin SSL sertifikasıdır. Eğer bu sertifika varsa ve ödemenizi 3D güvenlik şifresi ile yaptıysanız paranızın güvende olduğunu unutmayın. Ürün elinize geçmese bile bankanız kanalıyla hakkınızı sonuna kadar arayabilirsiniz. Ayrıca yasalar da sizin yanınızda. Unutmayın, müşteri daima haklıdır.”

Güvenli Online Alışverişin Püf Noktaları

Perakende alışverişte online ticaretin payının arttığını hatırlatan Bilio.comGenel Müdürü, internet kullanıcılarına güvenli alışveriş için bir dizi öneride bulundu:

1. Alışveriş yapmayı düşündüğünüz mağazayı öncelikle Google’dan araştırın. Bir mağazanın adını Google’a yazdığınızda, size önerilen arama seçenekleri içinde mutlaka ‘şikayet’ uzantılı linkler vardır. Her şikayet gerçek ya da haklı değildir, ancak bir mağaza son dönemde çok şikayet aldıysa karşılaşacağınız riskler de artabilir.

2. Fiyat karşılaştırma siteleri güvenilir alışveriş yapmanın en uygun araçlarıdır. Fiyat karşılaştırma sitelerinden sadece bir ürünün en ucuz fiyata nerede satıldığını öğrenmez, aynı zamanda tüketicilerin mağazalar hakkında yaptığı yorumlara da ulaşabilirsiniz. Örneğin, Bilio.com’da ilgilendiğiniz e-ticaret sitesinden alışveriş yapan tüketicilerin yaptığı yorumları okuyup, verdikleri puanları inceleyebilir, “Güvenilir Mağaza” logomuzu taşıyan sitelerden güven içinde alışveriş yapabilirsiniz. Kullanıcı yorumları, özellikle kurumsal e-ticaret sitelerinin müşteri ilişkilerine hangi düzeyde önem verdiğini gösteren önemli ipuçları taşır.

3. Eğer bir mağazadan ilk defa alışveriş yapacaksanız öncelikle sitelerinde bulunan iletişim ve adres linklerinden bu bilgileri inceleyin. Muhatap olacağınız şirketin gerçek bir adresi ve telefon numarası bulunup bulunmadığını kontrol edin. Adres ve telefon numarasını sitesinde paylaşmayan internet sitelerinden bir adım uzak durabilirsiniz.

Belirtilen numarayı aradığınızda telefonu açan kişinin o internet sitesinin ismini kullanması çok önemli. Ürünü satın almak istediğinizi, stoklarında olup olmadığını ya da kargoya ne zaman verecekleri gibi basit sorular sormak işinizi kolaylaştırır. Konuştuğunuz kişinin ismini de mutlaka sorun ve not edin.

Mağazaya mesai saatleri içerisinde ulaşamazsanız, telefonunuza cevap verilene kadar o siteden satın alma yapmanızı önermiyoruz. Kurumsal e-ticaret sitelerinin telefonları açık ve ulaşılabilir olmalıdır. Tabii ki bazı yoğun dönemleri de göz önünde bulundurun. Yoğunluktan kaynaklanan bir aksaklık varsa, ciddi bir firma size mutlaka geri dönüş yapacaktır.

4. Kapıda ödeme yöntemi son dönemde çok kullanılıyor; ancak bir internet sitesinde sadece kapıda ödeme seçeneği varsa o sitenin sahte ürün satma veya sizi kandırma olasılığı çok yüksektir.  Bu tip siteler özellikle son dönemlerde spor ayakkabı ve cep telefonu gibi ürünlere odaklanıyor. Bu firmalar bankalardan Sanal POS hizmeti alamadıkları için kapıda ödeme seçeneğini tercih ederler. Dolandırıcı siteler POS hizmeti sunuyor olsalar dahi, bankalar bir süre parayı tuttuğu ve herhangi bir şikayet durumunda ödemeyi iade ettikleri için amaçlarına ulaşamazlar. Kısacası, size sadece kapıda ödeme seçeği sunan siteler hakkında temkinli davranmalısınız.

Ayrıca, Sanal POS, bir para tahsil aracı olduğu için bankalar için çok önemlidir. Bankalar nasıl kredi veya kredi kartı verirken hem firmaları hem de bireysel müşterileri inceliyorsa, bir internet sitesine Sanal POS verirken de ince eleyip sık dokurlar. Yani her internet sitesi Sanal POS kullanım hakkı alamaz.

5. Bir ürünün piyasa fiyatının çok altında bedeller ile satılması sizi mutlaka şüphelendirmeli. Örneğin 3000 TL’lik bir cep telefonunu 200 TL’ye  ya da 400 TL’lik bir ayakkabıyı 49,90 TL’ye satabileceklerine inanmanız hatalı olur.

6. Bir ürünü satın almaya karar vermeden önce mutlaka satın alma yapacağınız sitenin sosyal medya hesaplarını, yani Facebook, Twitter ve Instagram hesaplarını kontrol edin. Hem son dönemde aldığı herhangi bir şikayet vs. varsa onu görürsünüz, hem de en son paylaşımını ne zaman yaptığını kontrol etmiş olursunuz. Belki bir indirim kuponu bile bulabilirsiniz.

7. Ödemenizi kredi kartı ile yapacaksanız 3D Secure yöntemini kullanmanız yararlı olur. Bu şekilde kredi kartınızın istenmeyen bir şekilde kullanılmasını engellemiş olursunuz. Bu işlem kartınızdan para çekilmeden önce cep telefonunuza tekil bir onay şifresi yollanmasını sağlar. Bu şifreyi ödeme ekranında doğrulamazsanız alışveriş tamamlanmaz.

8. Ödeme ekranında http:// yerine https:// yazmasına  ve alışveriş yaptığınız sitenin SSL sertifikası olup olmadığına mutlaka dikkat edin. Bu sertifika, kredi kartı bilgilerinizin şifrelenmesini ve başkaları tarafından kopyalanmasını engeller. Yani alışveriş yaptığınız internet sitesi kesinlikle kartınızın tüm bilgilerini göremez.

9.İyi bir internet kullanıcısı iseniz limiti çok yüksek olan bir kartınızı kullanmak yerine internet bankacılığını kullanarak bir sanal kart oluşturmanızı tavsiye ederiz. Limiti siz belirlediğiniz için riskinizi azaltmış olursunuz.

10. Kredi kartı kopyalanması artık bir restoranda ödeme yaparken bile gerçekleştirilebiliyor. Bu nedenle, kartınızı fiziki olarak kullanırken mutlaka gözünüzün önünde bulundurun. Örneğin, bir restoranda iseniz POS makinesini masanıza isteyin ve ödemesini bizzat  yapın.

11. Başta BKM Ekspres olmak üzere bir çok ödeme sistemleri var. Bu sistemlerde kredi kartınızı tanımlayarak kredi kartınız ve e-ticaret sitesi ile aranıza bir kademe daha güvenlik duvarı koymuş olursunuz.

12. Alışveriş yaptığınız bilgisayarın ortak bir cihaz olmamasına dikkat edin.  Güvenlik şifresi olmayan bir internet bağlantısından, internet cafe ve toplu taşıma araçları gibi alanlarda alışveriş yapmamaya özen gösterin.

13. Alışverişinizden sonra ekranınıza ve e-posta adresinize gelecek olan sipariş numarasını mutlaka kaydedin. Herhangi bir sorun yaşamanız durumunda bu numara ile çok daha hızlı işlem yapabilirsiniz. Ayrıca sipariş takibinizi, satın aldığınız ürünün kargodaki durumunu da bu numara ile takip edebilirsiniz.

Haberimizi online alışveriş yapan tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

2016’da Dünya Genelinde Dijital Alanda Hangi Trendler Öne Çıkacak?

$
0
0

Dünyanın önde gelen e-posta, kişisel ürün tavsiye, sosyal ve mobil pazarlamaçözüm sağlayıcılarından Avusturya merkezli teknoloji şirketi Emarsys, dünya genelinde 2016’da dijital alanda öne çıkacak trendleri açıkladı.

Konuyla ilgili bilgi veren Emarsys TürkiyeÜlke Müdürü Murat Erdör, dijital dünyanın 2016’da oldukça hareketli bir yıl geçireceğini, kişiselleştirmenin giderek önem kazanacağını ve video içeriğin yükselişinin süreceğini belirterek, büyük veri kavramının ve yapay zekanın hayatımızdaki yerinin ise hissedilir derecede belirginleşeceğini ifade etti.

Erdör, 2016’da öne çıkacak dijital trendleri şöyle sıraladı:

1- Video İçerik: Kullanıcı deneyimini ve süreçleri daha keyifli hale getirmek ve etkileşimi artırmak için kullandığımız video içerik yükselişini sürdürecek. Video içeriklerin, toplam tüketici içeriği baz alındığında gelecekte %70’lere ulaşması öngörülüyor.

2- Snapchat: ABD başkanlık seçimleri sırasında aday isimler tarafından da kullanılan, anlık fotoğraf ve video paylaşımı üzerine kurulu olan bu uygulama popülerliğini artıracak.

3- Büyük Veri: Müşterilere ait verilerin sağlıklı şekilde toplanması ve verimli şekilde analiz edilmesi, 2016’da da en önemli gündem maddelerinden biri olmayı sürdürecek. Analitikler, hedef kitle segmentasyonu, müşteri ve iş verileri dijital pazarlamacıların ana gündemi olacak.

4- Tavsiye Sistemleri: Web sayfasını ziyaret eden müşterileri binlerce ürün ile boğmadan en uygun ürünü sunup sitede daha fazla zaman geçirmesini sağlamak, Tavsiye Sistemleri sayesinde artık daha kolay hale gelecek.

5- Mikro hedefleme: E-ticarete sektörünün büyümesiyle birlikte tüketicilere gönderilen mesaj sayısı da artış gösteriyor. Herkese aynı mesajı gönderen firmaların satış anlamında fazla şansı yokken, mikro hedefleme yapan ve kişiye özel mesaj gönderenlerin okunma ve geri dönüşüm oranları artmaya devam edecek.

6- Fark Yaratan “içerik”: Marka ve tüketici ilişkisinde hayati önem taşıyan unsurlardan biri olan içerik, 2016’da da öne çıkan konularından biri olmayı sürdürecek.

7- Gerçek Zamanlı Pazarlama (Real Time Marketing): Markaların güncel olayları takip ederek, özellikle sosyal mecralarda bu olaylara paralel içerik ve pazarlama kampanyaları düzenlemeleri önemini artıracak.

8- SMS ve Bildirimler: E-posta otomasyon programlarında artık ulaşılamayan kitleye hatırlatma maili gönderme ve Facebook üzerinde ürünü göstermenin yanı sıra iki yeni kanal daha popüler olacak. Farklı kanallardan da müşteriyi yakalamak adına firmalar, bu kişilere SMS veya firmanın mobil aplikasyonu varsa buraya bildirimler gönderebilecek.

9- Sosyal Medya’yı Etkin Kullanma: Sosyal medya, sahip olduğu etki gücünün yanı sıra Instagram ve Twitter gibi platformların online satış yapan firmalara yönelik özellikler geliştirmesiyle 2016’da da trendler arasında yer alacak

10- Mobil ödemeler: Daha uyumlu tasarımlar, daha fazla mobil uygulama, yeni mobil girişimler ve mobil ödemelerdeki artış dolayısıyla mobilin popülerliği artacak.

Haberimizi dijital alanlarda faaliyet gösteren okurlarımız başta olmak üzere tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Huzurlarınızda Teknolojinin Yok Etmekte Olduğu Meslekler!

$
0
0

Gelişen teknoloji ve dijital dünyanın pek çok sektörde karşılık bulması kuşkusuz milyonlarca kişinin hayatını değiştirdi. Hayatımızı kolaylaştıran teknolojiler bazılarımızın ise hayatını karartacak gibi duruyor. ABD 'Bureau of Labor Statistics' (İşçi İstatistik Bürosu) madalyonun düğer yüzünü mercek altına aldı ve gelişen teknolojinin yok etmeye başladığı meslekleri açıkladı.

Basılı Yayın Sektörü

Medyanın dijitalleştiğini belirten rapora göre, bu durum gazete, dergi vb. kaynakların satış rakamlarının düşmesine ve bu sektörün baskı kısımlarındaki işsizlik oranının artmasına sebep oluyor.

Medyadaki dijitalleşme sadece baskı kısımlarında çalışanları değil editoryal işleri de etkileyecek. Zira insan üretimine dayalı bu sektörde önümüzdeki yıllarda akıllı makinaları görebiliriz.

Balıkçılık

Balıkçılıkta kullanılan yöntemlerin kas gücünden makinaya döndüğünü belirten rapor, bu sektörün önümüzdeki yıllarda minimum yüzde 5 küçüleceğini belirtiyor.

Metal ve Plastik Sektörü

Metal ve plastik üretimindeki otomasyona geçişin artacağının altını çizen rapor, bu durumun kısa vadede bu sektörde çalışan her 100 işçiden 6'sının işini kaybetmesi ile sonuçlanacağını iddia ediyor.

Enerji Sektörü

Makina kullanımının artmasından olumsuz etkilenecek bir başka meslek grubu da enerji üretim ve dağıtım sektöründe çalışanlar.

Seyahat Acentaları

İnternet kullanımının artışı seyahat acentalarını da vuracak. Her yıl daha fazla insanın tatil programlarını kendi başına yaptığının altını çizen rapor, bu sektörede çalışan insanların yüzde 12'sinin işlerini kaybetmesini bekliyor.

TV ve Radyo Sektörü

Reklam gelirlerinden aldığı payı dijital medyaya kaptıran TV ve radyo gibi sektörlerde çalışan kişilerin işleri de düşen gelirlerden dolayı tehlikede.

Klasik Çiftçilik

Çiftçiliğin teknoloji odaklı bir sektöre dönüştüğünü belirten rapor, söz konusu makina gücünü sağlayamayan her 100 kişiden 19'unun bu iş kolunu bırakmak zorunda kalacağını savunuyor.

E-Posta Servis Sağlayıcıları

Facebook, WhatsApp gibi uygulamaların insanların alışkanlıklarını değiştirdiğini belirten rapor, her geçen yıl posta hizmetlerinin kullanımının azaldığını, bu durumun da yüzde 28'lik bir iş kaybına neden olacağını belirtiyor.

Mücevherat Sektörü

Globalleşen dünyada şirketlerin daha az masraf ile en yüksek karı elde etme çabası da bazı meslek gruplarını zora sokuyor. Bunların başında da mücevher üreticileri bulunuyor. Zira bu alanda faliyet gösteren pek çok şirket bir süredir merkezlerini ABD dışına taşıyor.

Radikal kaynaklı haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.


Avrupa Ekonomisinde Dijital Reklamcılığın Yeri Raporu Yayınlandı!

$
0
0

Tüm dünyada interaktif reklamcılığın gelişmesi, reklam yatırımlarından daha fazla pay alması için çalışan ve dünyada 42 ülkede faaliyet gösteren Interactive Advertising Bureau’nun Avrupa merkezi IAB Avrupa ile IHS’nin ortaklaşa yaptığı “Avrupa Ekonomisinde Dijital Reklamcılığın Yeri” araştırması yayınlandı.

Araştırma sonuçları, son yıllarda müthiş bir yükseliş trendi yakalayan dijital reklamcılığın ekonomiye 100 Milyar Euro gayrisafi katma değer yarattığını ortaya koydu.

Dijital reklamcılığın Avrupa ekonomisine istihdam bazındaki katkısını ayrıntılı biçimde ortaya koyan ilk çalışma olma özelliği taşıyan araştırmaya göre, dijital reklamcılık son 15 yılda yeni gelişen bir sektörden, önemli bir güç merkezine dönüştü. “Avrupa Ekonomisinde Dijital Reklamcılığın Yeri” araştırmasının sonuçlarına göre Avrupa’da 1 milyondan fazla istihdam sağlayan dijital reklam endüstrisi, ekonomiye 100 milyar Euro’nun üzerinde gayrisafi katma değer yaratıyor.

Dijital Reklam Yatırımları 30,7 Milyar Euro’ya Ulaştı

Dijital reklam yatırımları 2014 yılında 30,7 milyar Euro’ya ulaşarak, toplam reklam yatırımlarının yaklaşık üçte birini oluşturdu. Geleneksel ve dijitale entegre geleneksel yayıncılık haricinde, sadece dijital yayıncılığa yakından bakıldığında, gelirlerin yaklaşık yüzde 75'ini oluşturan reklamların, haber içerikleri için önemli bir finansman kaynağı olduğu bu araştırmayla görüldü. Söz konusu araştırma sayesinde, hızla gelişen mobil içerik pazarının büyümesi ile reklamlar arasında da yakın bir ilişki tespit edildi. 2015 yılında reklamlar, gelir kaynağı açısından birinci sırada bulunan ücretli aplikasyonların yerini almış durumda.

Dijital, Tv’yi Geride Bırakacak

Dijital, günümüzde TV'nin ardından Avrupa'daki en büyük ikinci reklam mecrası konumuna geldi. IHS ve IAB Avrupa’nın ortaklaşa yaptığı “Avrupa Ekonomisinde Dijital Reklamcılığın Yeri” araştırmasına göre, 2015 sonu itibariyle dijitalin, İngiltere’den sonra Avrupa’nın diğer gelişmiş ülkelerinde de TV'yi geride bırakması bekleniyor. Böylece internet için önemli bir finans kaynağı olan dijital reklam endüstrisi, Avrupalı tüketicilere düşük ücretlerle ya da ücretsiz olarak geniş bir eğitim, bilim, bilgi ve eğlence hizmeti sunmayı sürdürecek.

Veri ve Teknoloji Merkezli Reklamcılık

Araştırmada dijtal reklamcılığın aynı zamanda, kaliteli veri analizi ve ekonomiye yarar sağlayabilecek birçok dijital beceriyi de beslediği ortaya kondu. Konuyla ilgili açıklama yapan IAB Avrupa CEO'su Townsend Feehan, "Reklamcılık giderek veri ve teknoloji merkezli oluyor. Dijital endüstri bu sayede, diğer sektörleri de dönüştürebilecek ve onların gelecekteki değişikliklerden etkilenmemesini sağlayacak yetenekleri yetiştirme, istihdam etme konusunda daha da öne çıkacaktır" dedi.

“Programatik” ile Dünya Çapında İşler Yapılabilecek

Bu yeteneklerden bir kısmının, dijital reklamların satış ve alış süreçlerine yepyeni bir boyut getiren “Programatik” konusunda çalışmak için de gerekli olduğu belirtildi.“Programatik”in, veri ve yazılım kullanılarak gerçekleştirilen alım satım işlemlerinin otomasyonunu ifade ettiğini vurgulayan IAB Avrupa Yönetim Kurulu Üyesi ve GroupM Connect EMEA Bölgesi Genel Müdürü John Wittesaele, “Programatik önemli bir gelişme alanı haline geldi ve Avrupa bu konuda da dünya çapında işler yapabileceğini gösterdi” ifadelerini kullandı.

Araştırmada, reklamların finanse ettiği internetten faydalanan kullanıcılar ve Avrupa'da dijital inovasyonun gelişimini korumak için çalışan karar alıcılar için önemli önerilere de yer verildi. IAB Avrupa tarafından geliştirilen bu öneriler, halen AB kurumları tarafından görüşülen metinler yerine, tüketicilere daha çok yarar sağlayacak, mevzuata uygun veri koruma kurallarını da içeriyor.

“Avrupa Ekonomisinde Dijital Reklamcılığın Yeri” araştırması hakkında daha detaylı bilgi edinmek ve raporun tamamını incelemek isterseniz www.iabeurope.eu web adresini ziyaret edebilirsiniz.

Haberimizi dijital reklamcılık sektöründe faaliyet gösteren okurlarımız başta olmak üzere tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Görsel Keşif Teknolojileri Dünyayı Değiştiren Teknolojilerden Birisi Olacak!

$
0
0

Türkiye’nin bir bilgi toplumuna dönüşüm sürecine katkıda bulunan pek çok proje ve çalışmaya imza atan Türkiye Bilişim Vakfı, "Dünyayı Değiştirecek Şirketler" listesinde 19. sırada yer alan Blippar’ın kurucu ortağı ve CEO’su Ambarish Mitra’yı ağırladı.

"Dünyayı Değiştirecek Şirketler" listesinde 19. sırada yer alan Blippar’ın kurucu ortağı ve CEO’su Ambarish Mitra, Türkiye Bilişim Vakfı’nın konuğu oldu. Mitra, artırılmış gerçeklik, sanal gerçeklik, programlama ve görsel keşif teknolojilerinin iletişim ve pazarlama dünyasında kullanılmaya başlanmasıyla insanların günlük yaşantısında köklü değişikliklerin olacağını dile getirdi.

Artırılmış gerçeklik, sanal gerçeklik, görsel keşif, programlama ve derin öğrenim gibi yeni teknolojiler üzerine odaklanan Ambarish Mitra, bu yöntemlerin iletişim ve pazarlama yöntemlerini ne yönde değiştirdiğinden söz ederken, görsel keşif ve artırılmış gerçekliğin köklü bir değişim sürecini başlattığını belirtti. Artırılmış gerçekliğin şu an gerçeği deneyimlememizi tamamıyla değiştirecek, ikinci çağına (2.0) geçtiğinden ve görsel keşif ile fiziksel dünyamızın tamamının sınırsız içeriğe anında ulaşabileceğimiz bir mecra haline geleceğini belirten Mitra, Artırılmış Gerçeklik 2.0 ile “nesnelerin interneti” dönemine ek olarak “nesnelerin üzerindeki internet” döneminin başladığını vurguladı.

Blippar Türkiye CEO’su Zehra Öney 2020 yılında tahmini 100 Milyar Dolara ulaşacak olan artırılmış gerçeklik ve sanal gerçeklik pazarına ilginin hızla arttığına dikkat çekerken, Blippar, Google, Facebook, Apple, Samsung gibi şirketlerin artırılmış gerçeklik ve sanal gerçeklik alanında yaptığı yatırımların hızla ve katlanarak arttığının da altını çizdi. Günümüzde artırılmış gerçekliğin sanal gerçekliğe göre daha büyük bir pazara sahip olması, önümüzdeki 5 yıl içinde de değişmeyecek. 2020'de ulaşılması beklenen 100 milyar dolarlık pazarın %50'den fazla olan büyük bölümünü artırılmış gerçeklik oluşturacak.

Araştırmalara göre artırılmış gerçeklik pazarı içinde, artırılmış gerçeklik gözlüklerinin önemi artmaya başlıyor: 2020'de artırılmış gerçeklik gözlük satışları 21 milyon'a ulaşacak. Bununla birlikte mobil cihazlar artırılmış gerçekliğin tabi ki en önemli cihazları olmayı sürdürecek.

Artırılmış gerçeklik, sanal gerçeklik gördüğümüz dünyaya ek bilgiler, referanslar ve multimedya sağlayabiliyor. Eğitimden, perakendeye birçok sektör sınırlarını aşıyor, zincirlerini kırıyor ve bütünleşmiş, duyulara hitap eden hikâyeler yaratıp kullanıcısını içine çekiyor.

Haberimizi teknolojik gelişmeleri yakından takip eden okurlarımız ve tekno-girişimciler başta olmak üzere tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

İstanbul, Dünyanın En Büyük Gayrimenkul Pazarlarından Birisi!

$
0
0

Jones Lang LaSalle (JLL) tarafından yapılan küresel ticari gayrimenkul faaliyetlerinin odağında bulunan şehirlerin belirlendiği Global300 araştırmasının sonuçları açıklandı.

İstanbul, küresel ticari gayrimenkul faaliyetlerinin odağında bulunan şehirlerin yer aldığı Global300 araştırmasında, dünyada 20'nci, Avrupa'da ise 4'üncü oldu.

Global300 araştırması; bir şehrin ekonomik ve gayrimenkul gücü ile statüsünü ölçen Ticari Cazibe Endeksi'ni baz alıyor. Endeks, yatırım hacmi ve ticari gayrimenkul stoğu gibi kilit gayrimenkul ölçümlerinin yanı sıra ekonomik çıktı, nüfus, hava yolu bağlantısı ve kurumsal varlık gibi sosyo-ekonomik ve ticari göstergeleri de kapsıyor. Global300'de yer alan şehirler; dünyanın en güçlü, üretken ve bağlantılı şehirleri olarak tanımlanıyor.

Araştırmaya göre; "Dünyanın En Büyük İş Merkezleri ve Gayrimenkul Pazarları" olarak tanımlanan 30 şehir arasında İstanbul, 20. sırada bulunuyor. İstanbul ayrıca, Avrupa sıralamasında 4'üncülüğe yerleşti.

Listenin ilk dört sırasında "süper şehirler" olarak nitelendirilen Tokyo, New York, Londra ve Paris bulunurken, İstanbul ise Washington DC, Hong Kong ve San Francisco gibi şehirlerle birlikte ikinci 10'da yer aldı. Boston, Sydney ve Frankfurt gibi şehirler ise sıralamada üçüncü 10'da yer alarak İstanbul'un altında kaldı.

Araştırmada, İstanbul'un hızlı büyüyen ekonomisi ve nüfusundan aldığı güçle, Londra, Paris ve Moskova ile Avrupa'nın dört mega şehrinden biri olma yolunda ilerlediğine işaret edildi.

İstanbul'a hava yoluyla gelen yolcu sayısının, son beş yılda ikiye katlanarak 80 milyonunüzerine çıktığı vurgulanan araştırmada, şehrin bir ulaşım merkezi olarak öneminin günden güne arttığı kaydedildi.

Araştırmada, İstanbul'a yapılan yatırımların, yeni metro hatlarının yanı sıra Boğaz'a yapılan 3. Köprü ve 3. Havalimanı ile sürdüğü aktarılarak, şehirdeki A sınıfı ofis stoğunun gelecek üç yıl içinde yüzde 57 artmasının beklendiği bildirildi.

Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan JLL Türkiye Ülke Başkanı Avi Alkaş, 300 şehrin yer aldığı sıralamada ilk 30'un ağırlığının diğerlerine kıyasla çok daha yüksek olduğunu söyledi.

Dünyanın en büyük iş merkezleri ve gayrimenkul pazarları olan 30 şehir:

Global300 Araştırması
 İlk 10
 İkinci 10 Üçüncü 10
1- Tokyo
2- New York
3- Londra
4- Paris
5- Los Angeles
6- Seul
7- Chicago
8- Şangay
9- Pekin
10- Moskova
11- Washington DC
12- Hong Kong
13- Atlanta
14- Dallas
15- San Francisco
16- Singapur
17- Sao Paulo
18- Houston
19- Jakarta
20- İstanbul
21- Boston
22- Mumbai
23- Sydney
24- Delhi
25- Toronto
26- Mexico City
27- Bangkok
28- Frankfurt
29- Guangzhou
30- Manila

Söz konusu 30 şehrin gayrimenkul yatırımlarındaki payının yüzde 60 olduğunu, sınır ötesi yatırımlarda bu oranın yüzde 64'e yükseldiğini aktaran Alkaş, şunları kaydetti:

"Perakende satışların yüzde 3'ü yine bu şehirlerde gerçekleşirken, ofis istihdamının da yüzde 37'sini listedeki ilk 30 şehir sağlıyor. Araştırmada ayrı bir parantez açılarak, İstanbul'un en çok gelişen 10 şehir arasında gösterilmiş olmasını da dikkat çekici buluyoruz. Hatırlanacağı üzere, geçtiğimiz ay yine JLL tarafından yayınlanan Şehir Endeksi ve Şehirlerin Yeni Dünyası araştırmasında da İstanbul, yabancı yatırımcıların gözdesi olarak gösterilen Gelişen Dünya Şehirleri kategorisinde yer almıştı."

Global300 araştırması hakkında daha detaylı bilgi edinmek isterseniz www.jll.com.tr/turkey web adresini ziyaret edebilirsiniz.

JLL Türkey kaynaklı haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

2020’nin Kamu Kuruluşları Mobil, Dijital ve Analitik Olacak!

$
0
0

Demografik değişimler, dijital yaşam tarzları, teknolojik gelişmeler vatandaşların kamu kuruluşlarından beklentilerini artırıyor. Kamu kuruluşlarının artan beklentilere cevap verebilmesi faaliyet modellerinde radikal bir değişimi gerektiriyor. 2020’de kamu kuruluşları sağlıktan eğitime, ulaştırmadan enerji ve adalete tüm sektörlerde veriyi kullanarak öngörüler yapabilmeli, önleyici çözümler geliştirmeli ve kişiselleştirilmiş hizmetler sunmalı; teknolojiyi kullanarak erişimini yaygınlaştırmalı; sivil katılımı teşvik ederek etkin politikalar geliştirmeli.

Denetim, vergi, yönetim danışmanlığı, kurumsal risk ve finansal danışmanlık hizmetlerinde dünyanın en büyük şirketlerinden biri olan Deloitte, ‘Kamu 2020: Kamunun Geleceğine Yolculuk’ raporunu yayınladı. Geleceği kucaklamak isteyen kamu kuruluşlarına ışık tutmayı amaçlayan rapor, değişime yol açan faktörleri ve değişimi tetikleyecek trendleri içeriyor. Vatandaşların değişen ihtiyaçlarını karşılamak üzere kamu kuruluşlarının nasıl bir dönüşüm sürecinden geçeceğini ortaya koyuyor.

Deloitte Türkiye Kamu Sektörü Lideri Cem Yılmaz konuyla ilgili, “2020’nin kamu sektörü, değişen ve hızlı bir şekilde sofistike hale gelen vatandaş talepleri, değerleri ve ihtiyaçları ile geçmiştekinden çok daha farklı bir anlayışla yönetiliyor olacak. Türkiye’de gelecekte göreceğimiz kamu sektörünü tahayyül edebilmek için, kamu sektöründe global ölçekte ön plana çıkan bazı kritik dönüşüm alanlarına göz atmak gerekli. Türkiye’de e-devlet’ten ilköğretim çağındaki öğrencilere tablet üzerinden eğitim verilmesine, sağlık hizmetlerinin tamamen yeniden yapılandırılmasından gün geçtikçe güçlenen ve katılımcılığı artan STK’lara, sosyal medyanın kamu kurumları tarafından aktif kullanımından ulaşımda akıllı kart uygulamalarına kadar geniş bir yelpazede değişimi gözlemliyoruz. Öte yandan globaldeki iyi uygulama örnekleri ile kıyaslandığında Türkiye’de kat edilecek uzun bir yol olduğunu görüyoruz. Türkiye’de kamu sektörünün gelişim alanları olarak özellikle politika geliştirme, uygulama ve izleme, kamu-özel sektör işbirlikleri, yeni ve yetkin insan kaynağı bulma, veri analitiği konuları göze çarpmaktadır” dedi.

Değişime Yol Açan Faktörler

1- Demografik etkenler: Refah, ekonomik güç ve nüfus artışı batıdan doğuya kayıyor. Artan global göç trendi kültürel kimliklerin iç içe geçmesine ve gerçek anlamda global vatandaşların ortaya çıkmasına neden olurken dünyanın dört bir yanında mega kentler gelişiyor.

2- Toplumsal etkenler: Kamu kuruluşları, bir yandan internete bağlı yaşayan kişilerin artan beklentilerini karşılamak amacıyla en yeni teknolojileri kullanırken, bir yandan da halen internet kullanmayan kişilere ulaşmaya devam etme çabasında. Bilgi ve teknolojiyle donanmış vatandaşlar-tüketiciler, toplumsal sorunların çözülmesi ve yolsuzlukla mücadele alanlarında daha önemli bir rol oynuyor.

3- Ekonomik etkenler: Kamu kuruluşları mali sorunlar, alt yapı yetersizliği ve artan gelir dengesizlikleri ile mücadele ediyor. 2020’de nakit ve geleneksel para sistemleri yerine dijital para birimleri ve mobil ödemeler yaygınlaşıyor.

4- Dijital etkenler: 2020’de bireyler ve kamu kuruluşları gelişmiş analitik yöntemleri kullanarak kitlelerin gücünden yararlanıyor, sosyal ağlar yaşamın her boyutunu etkiliyor. Çoğu tüketici kendi kişisel verilerini tasarruf, kolaylık ve özelleştirme imkânları karşılığında takas veya satış yoluna giderken, gerçek anlamda bilgi, para birimine dönüşüyor.

5- Üssel büyüyen teknolojiler: 2020’de robot teknolojileri hız kazanırken, yapay zeka ile donatılmış robotlar karmaşık işlevleri yerine getirebiliyor ve insanlardan öğrenebiliyor.

6- Siber-fiziksel sistem teknolojileri: 2020’de insansız hava araçları, drone’lar, nesnelerin interneti (IoT), sensörler, mekânsal teknolojiler hızlı adımlarla gelişiyor. Sağlık, ulaştırma, güvenlik ve savunma, altyapı yönetimi gibi birçok alanda hizmet verme modellerine bu teknolojiler entegre ediliyor.

Gelecek İçin Radikal Değişim Şart

Rapora göre, vatandaşların beklentileri ve kamu kuruluşlarının bunları karşılayabilme yetkinliği arasındaki fark, hiç olmadığı kadar açılmış durumda. Yedi trendin kamu kuruluşlarını yeniden şekillendirerek kamu sektöründe bir dönüşümü beraberinde getirme potansiyeli bulunuyor:

1. Çözüm sağlayıcı kamu kuruluşları yerine imkân sağlayan kamu kuruluşları

2020'de en başarılı kamu kuruluşları, sorunları sadece kendisi çözmeye çalışmaktan ziyade, kamu sektörü dışında toplumsal çözümler geliştirilmesine olanak sağlıyor.

2. Kişiye özel hizmet sunumu

2020'ye doğru ilerlerken kamu kuruluşlarının sunduğu pek çok kamu hizmeti kişiselleştirilmiş bir hal alıyor ve hizmetlere hem evlerden hem de mobil cihazlardan erişilebiliyor.

3. Dağıtık yönetişim

Daha fazla idari işlev vatandaşlarla ortaklaşa tesis ediliyor. Teknoloji, bazı görevlerin vatandaşlara dağıtılabilmesini mümkün kılıyor. Siyasi karar vericilerin vatandaşlarla birlikte çalışması ile alınan nihai karar ve politikaların etkinliği artıyor.

4. Veri konusunda akıllıca davranan kamu kuruluşu

Tahminsel modelleme ve analitik uygulamalar, kamu kurumlarının sorun oluştuktan sonra çözüm sunma yaklaşımı yerine proaktif davranarak önlem almasını mümkün kılıyor.

5. Kamu kuruluşlarının finansmanına yönelik alternatif modeller

Dinamik fiyatlandırma ve kullandıkça öde gibi sistemler geleneksel fiyatlandırma modellerinin yerini alıyor. Kamu kuruluşları altyapı hizmetlerinde arz-talep dengesini sağlamak için yol kullanımı ve otoparklara yönelik olarak çeşitli dinamik fiyatlandırma modellerine geçecek.

6. Kamuda ihtiyaca göre hizmet modeli

Kamu sektörünün işgücü modelinde radikal değişimler oluyor. Danışmanlık şirketlerinde olduğu gibi çalışanlar belirli departmanlara ait olmak yerine projeler arası geçişli çalışıyor. Kamu kuruluşları farklı kaynakları (ör: yüklenici çalışanları, açık kaynak, serbest çalışanlar, vb.) kullanarak yetenek ağlarını genişletiyor.

7. Ulusal refah için yeni zemin

Ulusal refahın ölçülmesinde GSYİH ve GSMH gibi ölçütler yetersiz kaldığından kişisel güvenlik, sağlık ve afiyet, barınma, sıhhi sistemler, kişisel özgürlük vb. kriterlerin gerçekleşme ve hayata geçirilme seviyelerini dikkate alan ölçütlere yer veriliyor.

2020’nin Kamu Kuruluşları

Eğitim: Yetkin işgücü sıkıntısı “kariyer odaklı” öğrenimi gerekli kılıyor. Değişen öğrenim ihtiyaçları eğitimin anlamını, eğitimi kimin ve nasıl vereceğini yeniden şekillendiriyor. Öğrenciler, proje bazlı öğrenim ve kendi kendine öğrenim ortamları üzerinden birbirlerinden bir şeyler öğreniyor ve öğretmen konumuna geliyor. Sanal, teknoloji destekli, kişiselleştirilmiş ve dinamik bir eğitim artık yeni norm oluyor.

Enerji ve Çevre: Akıllı aygıtlar daha akıllı enerji tercihlerinin kapısını açarken, sensörler, insansız araçlar, aktivist vatandaşlar ve bilinçli tüketiciler çevreyi izleme ve koruma alanında birlikte kamuyla birlikte çalışıyor. Bazı vatandaşlar evlerini ve ofislerini elektrik üretmede kullanıyor ve fazla kapasiteyi şebekeye satıyor. Yeşil binalar artık kural haline geliyor, yeşil kentler oluşuyor. Bir yandan da sıfır-enerjili evler, çatıda tarım ve geri dönüşümlü inşaat gibi gelişmeler gerçekleşiyor.

Sağlık Hizmetleri: 2020’de hâkim sağlık hizmetleri trendi, tek kelimeyle, ‘‘yaygınlık’’. Mobil sağlık uygulamaları, tele-tıp, uzaktan izleme ve yutulabilir sensörler zengin bir veri akışı oluşturuyor. Biyoenformatik ve analitik uygulamalar kişisel risk değerlendirmelerinin ve kişiye özel ilaçların kapısını açıyor. Robotlar, 3 boyutlu baskı ve kök hücre araştırmaları alanındaki ilerlemeler cerrahi müdahaleleri daha güvenilir kılıyor ve daha iyi sonuçlar elde edilmesini sağlıyor. Sağlık sistemleri kısa vadeli tedavilerden ziyade uzun vadeli önleme ve yönetim çalışmalarına odaklanıyor.

Hukuk ve Adalet: 2020’de adli yapılar kamu güvenliğini sağlama ve suç işleyenleri topluma kazandırma için yenilikçi yöntemleri ve teknolojileri kullanıyor. Mobil bilişim ve elektronik izleme sanal tutukluluk kavramını uygulanabilir kılıyor. İnsansız hava araçları gökyüzünden izleyen birer göz haline gelirken yerdeki yetkililer de giyilebilir bilgisayarlar, yüz tanıma yazılımları ve öngörü sağlayan video sistemleri kullanıyor.

Ulaştırma: 2020’de dinamik fiyatlandırma sistemleri, araç paylaşımı ve mobil cihazlarla kullanılabilen işbirliğine dayalı ulaştırma modelleri büyük kentlerde trafik sıkışıklığını ortadan kaldırmaya yardımcı oluyor. Elektrikli araçlar ve e-bisiklet gibi sürdürülebilir ulaşım seçenekleri yaygınlaşıyor. Fazla sayıda insansız hava aracı sivil veya ticari kullanıma hizmet vermeye başlıyor.

 

“Kamu 2020: Kamunun Geleceğine Yolculuk” başlıklı rapor hakkında ki daha detaylı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Evlilik Hazırlığındaki Girişimciler, Evlilik Fuarı Ocak Ayında İstanbul’da!

$
0
0

Avrupa’nın en büyük evlilik hazırlıkları fuarı olan Evlilik Dünyası, 29-31 Ocak 2016 tarihleri arasında Türkiye’nin önemli markalarına ev sahipliği yapacak.

Patika Fuar A.Ş. tarafından bu yıl 14.sü düzenlenen ve Lütfi Kırdar’da gerçekleştirilecek fuar, Türkiye’nin ve Avrupa’nın evlilik sektöründeki en önemli ve en büyük fuarı olma özelliğini taşıyor.

Evlenecek çiftlere sektördeki son yenilikleri tanıtan Evlilik Dünyası Evlilik Hazırlıkları Fuarı, moda ve trendlerin yanı sıra sektörün ekonomisine de yön vermeye devam ediyor.

Türkiye’de her yıl 600 bin çiftin evlendiği ve 10 milyarlık bir hacme ulaşan evlilik sektörünün gözde fuarı, gelinlikten damatlığa, davetiyeden düğün mekanına, organizasyon şirketinden nikah şekerine kadar 20’nin üzerinde iş kolunu kapsıyor.

Evlenen çift sayısındaki artışın, değişen trendlerin ve sektöre yeni katılan firmaların etkisiyle her geçen yıl daha da büyüyen ve yenilenen fuar, özellikle son on yılda büyük bir ivme kazanarak sektöre de önemli bir katkı sağlamaya devam ediyor.

Evlilik Hazırlığı Minimum 50 Bin TL’den Başlıyor

Geçtiğimiz yıl Evlilik Dünyası Fuarı’nda Patika Fuarcılık’ın katılımcı firmalarla yapmış olduğu anket çalışmasına göre çiftlerin düğün ve ev hazırlığı için minimum 50 bin TL’lik bir bütçe ayırmaları gerektiği ortaya çıktı. Düğün mekanı seçimi ve davetli sayısına göre bu rakam 200 bin TL ve üzerine kadar çıkıyor. Bu yıl 14’üncüsü gerçekleşecek olan ‘Evlilik Dünyası Fuarı’ alternatifleri bir arada bulmaları ve bütçelerine göre seçim yapmalarında yol gösterdiği için evlenecek çiftler tarafından tercih edilen bir fuar olmaya devam ediyor.

 

 

İstanbul’da Evlenecek 60 Bin Çift Bu Fuarı Bekliyor

Evlilik Dünyası Fuarı’nın bugüne kadar 450 binden fazla çifte evlilik sürecinde rehberlik ettiğini belirten Patika Fuarcılık Genel Müdürü Didem Cılga, “Bu yıl 14.sünü düzenleyeceğimiz fuar, sadece çiftlerin düğün hazırlığına değil, aynı zamanda ev kurma sürecinde gerekli olabilecek ürün gruplarına da ulaşmalarını sağlıyor. Sektörün yeni firmalarını görebilecekleri ve dünya trendlerini yakalayabilecekleri zengin ürün ve hizmet yelpazesiyle evlenecek çiftlere alternatifler sunuyor. 2016 yılında hedefimiz 60 bin çifte ulaşmak. 1 milyar TL’nin üzerinde bir ticari hacim yaratan Evlilik Dünyası Fuarı, 2016 yılında da sektöre önemli katkılar sağlayacak. İlk yılında 800 metrekare alanda 38 firmanın katılımıyla organize edilen fuar, bu yıl 8 bin 500 metrekare alanda yaklaşık 120 firmanın katılımıyla kapılarını açacak. Bu yıl 50’ye yakın firma fuara ilk kez katılıyor. Gerek ziyaretçi gerekse katılımcı anlamında fuara ilgi her geçen yıl daha da büyüyor. İlk yılında 14 bin ziyaretçi ağırlayan Evlilik Dünyası Fuarı, geçen yıl 47. 520 ziyaretçiye ulaşmıştı. Bu yıl çiftlerin isteklerini, değişen trendleri de gözönüne alarak yaptığımız düzenlemeler ve yenilikler neticesinde çok daha fazla ziyaretçi hedefliyoruz” diye konuştu.

Fuarda Dikkat Çekecek Farklı Hizmetlerde Mevcut

Evlilik Dünyası Fuarı’nda; düğün mekanı, gelinlik, fotoğraf ve organizasyon firmalarının ağırlığı hissedilecek. Geçmiş yıllarla karşılaştırıldığında özellikle gelinlik ve mekan firmalarının fuara katılımı bu yıl daha yoğun olacak. Evlilik Dünyası 2016’ya katılan firmalar arasında farklı hizmetleriyle dikkat çekenler de var.

İtalya’dan gelen organizasyon firması Sposa Mediterranea bunlardan biri. Şirket "İtalya’da Evleniyorum" konseptiyle yurtdışında evlenmek isteyen çiftlere hitap edecek. Fuara ilk kez katılan bir başka firma, çiftlerin ev içi dekorasyonu için alternatifler sunarken ünlü manken Ebru Şancı da fuarda kendi tasarımı olan gelinlik ve abiye kıyafetlerini sergileyecek. Ayrıca evlenecek çiftlerin özel günleri için farklı bir konsept hazırlayan bir firma da “dijital anı defteri”ni ziyaretçilerle buluşturacak.

‘İçinde Aşk Olan Fuar

Her yıl farklı konularla yola çıkan Evlilik Dünyası Fuarı’nın bu yılki teması ‘çiçek konsepti’ olacak. Bu yıl dünya modasında trend olarak öne çıkan ‘çiçek’ teması, hayalindeki düğünü gerçekleştirmek isteyen gelin adaylarına da yön verecek. Bu nedenle ‘İçinde Aşk Olan Fuar’ olarak anılan Evlilik Dünyası’nın bu yılki ana teması da ‘Çiçek Gelinler’ olarak belirlendi.

Dekorasyondan organizasyona, fotoğraf çekiminden gelinliğe kadar çiçek konsepti her alanda kullanılacak. Özellikle son yıllarda öne çıkan üç boyutlu gelinliklerde de çiçek detayları gelin adaylarının gözdesi olacak.

Evlilik Dünyası Evlilik Hazırlıkları Fuarı hakkında daha detaylı bilgi edinmek isterseniz www.evlilikfuari.com web adresini ziyaret edebilirsiniz.

Haberimizi düğün sektöründe bulunan girişimciler ve evlilik hazırlığı içerisinde olan tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Girişimcilerin Mutlaka Bilmesi Gereken Pazarlama Sırları!

$
0
0

Uzmanlık alanınızda kendinizi yetiştirdiniz ve sonunda hayal ettiğiniz gibi kendi şirketinizi açtınız. Peki, şimdi ne olacak? Pazarlama Uzmanı Can Ogan’a göre pek çok girişimci, kendi işini iyi bilse dahi geçmişte pazarlama deneyimi kazanmadıysa şirketini yönetmekte ve kalıcı hale getirmekte zorlanıyor. Büyük ümitlerle açtığınız şirketin sağlam adımlarla ilerlemesi için değişen pazarlama trendlerine hâkim olmanızda fayda var.

Deneyimli Pazarlama Yöneticisi Can Ogan, artık dijital medyanın pazarlamada daha geniş yer tuttuğunu ve bu kanalı çok iyi kullanan Y Kuşağı’nın daha küçük maliyetlerle başarıyı yakalayabileceğini söylüyor. İşte bu konuda bilinmesi gereken ve büyük bütçeler gerektirmeyen öneriler çok işinize yarayacak.

Bir pazarlama kampanyası için ayırdığınız bütçeden çok daha önemli olan çalışmanın doğru kurgulanması. Bunu başarabilmek için üzerinde düşünmeniz gereken çeşitli öğeler bulunuyor. Bu öğeler tıpkı bir ağacın kökleri gibidir.  Ağaç bunlar olmadan ne beslenebilir ne de ayakta kalabilir.

Girişiminizin Beslenebilmesi ve Ayakta Kalabilmesi için Bilmeniz Gereken Ögeler

1- Pazarı Tanı

Can Ogan, işe araştırma ile başlamanızı öneriyor.

  • Tespit edebileceğiniz bilgiler nelerdir?
  • Rakipleriniz neler yapıyor?
  • Ne gibi hizmetler veya ürünler sunuyorlar?
  • İnterneti nasıl, hangi mecralarda kullanıyorlar?
  • Fiyatları nasıl?

Bu bilgiler size bulunduğunuz pazarı anlamanız için yardımcı olacak yol haritanızı çizmenizde faydalı olacak.

2- Diğerlerinden Farkınızı Bulun

Yol haritanızı çizdikten sonra kendinize konsantre olabilirsiniz.

  • Markanızın hikâyesi nedir?
  • Sizi diğer markalardan farklı ve özel kılan şeyler neler?
  • İnsanlar neden sizinle çalışmalı veya sizin ürünlerinizi satın almalı?

3- Hedef Kitleyi Tanımla

  • Peki, kim bu insanlar?
  • Başka bir deyişle, hedef kitleniz kim?

Özellikle sık rastlanılan bir durum, işletmenin bir hedef kitlesi olmaması ve herkese ulaşmaya çalışmasıdır.

4- Hedefinizi Belirleyin

Pazarlama çalışmalarına başlamadan önce,  şu anki son durumunuzu gözden geçirmeniz gerekir.

  • Bu pazarlama çalışmasından elde etmek istediğiniz şey nedir?

Pazarlama Uzmanı Can Ogan,"Amaçlarınızı belirlemeniz, her amacın başarı ve başarısızlığının nasıl ölçüleceğini saptamanız ve bunu bir zaman planına oturtmanız çok önemlidir." diyor.

Şu an pazarın durumunu, markanızın kimliğini, markanızın diğerlerinden nasıl ayrıştığını, müşterilerinizin kim olduğunu, amaçlarınızı ve bu amaçlara ulaşırken başarı ve başarısızlıkları hangi kriterlere göre ve ne sıklıkla ölçümleyeceğinizi belirlediğinize göre artık kolları sıvayabilir ve yolun geri kalan kısmını aşağıdaki tüyolar yardımı ile tamamlayabilirsiniz.

Can Ogan'ın Büyük Bütçeler Gerektirmeyen Önerileri

En İyi Yönünüze Odaklanın:"Sizi doğru ifade eden bir imajınız, bir sloganınız ve logonuz olsun. Farklı mecralarda farklı söylemlerin, görsellerin ve logoların kullanılması kafa karıştırabilir. Her mecrada mutlaka aynı logo ve söylemi kullanın. Bu sayede müşterilerinizin sizi bir logo ve bir söylemle özdeşleştirmesi mümkün olacaktır."

Bulunabilir Olun:"Servisiniz veya ürününüzle ilgilenen bir müşteriyi kaçırmanın en kolay yolu, onun sizi kolayca bulamaması veya bulduğunda da aradığı bilgiye ulaşamamasıdır. Doğru bir SEO çalışması ile arama motorlarında bulunabildiğinizden emin olun. Sadece web sitesi ile değil, aynı zamanda sosyal medya mecralarını kullanarak da bulunabilirliğinizi artırabilirsiniz."

İnternet Sitenizi Test Edin:"Web sitenizin tasarımını ve siteniz içinde gezinme tecrübesinin nasıl olduğunu test edin. Bunu yapan çok iyi araştırma firmaları var;  fakat buna ayıracak bütçeniz yoksa çevrenize  rica ederek de yorumlarını öğrenebilirsiniz."

İçeriği Zenginleştirin:"İçerik üzerinde çok durulmalıdır. Günümüzde içerik paylaşımı giderek daha önemli hale geliyor. Farklı platformlarda içeriklerinizi yayınlayın. İçerik yayınlarken en önemli şeyin potansiyel müşterinizin ilgisini çekecek konularda olması gerektiğini unutmayın."

Eski Müşterilerinizi Unutmayın: "Yeni bir müşteri kazanmak, eski müşterinize ulaşmaktan hem daha pahalı hem de daha zahmetlidir. Eski müşterileriniz ile bağlantıya geçin. Onlara önceden aldıkları veya ilgilendikleri ürünler hakkında kuponlar, bilgiler, tanıtımlar yollayın."

Toplum İçin Faydalı İşler Yapın:"Bir dernek veya vakıfla iş birliğine girin. İşinizle ilgili olan veya kendinizi yakın hissettiğiniz bir dernek veya vakıf ile ortak projeler yapın. Ortak proje yapmak size para getirmese de büyük prestij ve takdir getirecektir."

Müşterilerinizi Elçiniz Yapın:"Müşterilerinizin sizin hakkınızda konuşmasına izin verin. Marka konumlandırmanızı doğru yaparsanız, müşterileriniz sizin yerinize markanızı tanıtacak ve sizin hakkınızda konuşacaktır." 

Viral Olun: "Viral olmanın bütçenizle hiç ilgisi yok. Bazen evde çekilmiş bir video milyonlarca dolar harcanmış bir videodan daha fazla ilgi görebilir. Viral içerik yaratmak için aceleci olmayın, kopya çekmeyin, insanların mantıklarından çok duygularına hitap eden içerikler yaratın. Unutmayın, pozitif duygular negatif duygulara göre daha fazla viral etkisi yaratacaktır."

Seminer Sınıfı Veya Etkinlikler Yapın:"Bu aktiviteler sizin pazarda otorite olarak algılanmanızı sağlayacak ve marka değerinizi artıracaktır."

Hepsini Birleştirin:"Artık online ve offline ayrımı yok! Cep telefonlarının internete bağlanması ve laptop, tablet gibi aletlerin yaygınlaşmasıyla artık internet her yerde… Müşterinizi özellikle offline aktivitelerinizde online kanalları kullanmaları için yüreklendirin ve motive edin."

Can Ogan son olarak şu önerilerde bulunuyor: "Yapılabilecek çok şey var. Biraz cesaret, biraz motivasyon ve bol bol yaratıcılık! İşte günümüz pazarlamasının başarısının sırrı bu. Bunun yanı sıra ne yaparsanız yapın, her seferinde ölçüp biçmeyi unutmayın. Her deneyim noktasının markanıza getirdiği veya götürdüğü şeyleri ölçülebilir hale getirin. Bu sayede hangi yöntemlerin iyi çalıştığını, hangi yöntemlerin çalışmadığını ve var olan bütçenizi nereye kaydırmanız gerektiğini görebilirsiniz.

Özetle yeni sezon bizden datayı incelememizi ve elimizdeki veriler ışığında yaratıcı ve yenilikçi çözümler üretmemizi istiyor. Bu mümkün olursa, hem analitik hem stratejik hem de yaratıcı stratejiler üretebilir ve bunu gelecek yıl bu zamanlarda şirket karında görebiliriz. Yeni şirketler için ilk yılların önemi ve zorlukları düşünülürse, iyi bir başlangıç yapabilmek için sözünü ettiğimiz güncel trendleri uygulamak oldukça faydalı."

Makale haberimizi tüm girişimci okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Türkiye’nin En Dijital Belediyeleri ve Belediye Başkanları Belirlendi!

$
0
0

Dijital Kent 2015 Yerel Yönetimler Dijital Varlık Reytingi açıklandı. Türkiye'nin 81 il belediyesi ve başkanı ile İstanbul'un 39 belediyesi ve belediye başkanı 68 kategoride detaylı dijital ve sosyal medya performans analizinden geçirildi. Dijital varlıklar dünyada ilk kez reytinglendi. Her 3 ayda bir güncellenecek bağımsız reytingler ile dijital dönüşümü izlemek mümkün. Peki hangi belediye başkanı dijital varlıkları en iyi kullanıyor?

Dijital Araştırmalar Derneği’nin, G20Live, COP21Live ve OSCELive projeleriyle dünya çapında adını duyuran ve özellikle dijital diplomasi ve dijital dönüşüm alanındaki çalışmalarıyla tanınan Diplomacy.Live platformu, dünyada bir ilk olan "Dijital Varlık Reytingi" araştırmasının sonuçlarını açıkladı. Dijital Varlık Reytingi, Türkiye’deki belediye ve belediye başkanlarından oluşan 240 kullanıcının 68 kriter ışığında internet sitesi, mobil uygulama ve sosyal medyada etki, güncellik, etkileşim, içerik yönetimini ölçümledi, derecelendirdi, puanladı ve sıraladı.

Yerel Yönetimlerin 2015 Dijital Varlık Karnesi

81 il belediyesi ve başkanı ile 39 İstanbul ilçe belediyesi ve başkanı olmak üzere 120 belediye ve 120 belediye başkanının 970 sosyal ağ hesabı, 202 internet sitesi, 128 mobil uygulama olmak üzere toplamda 1.300 dijital varlığı incelendi. Belediyelerin ve belediye başkanlarının 2015 yılı içerisindeki tüm dijital çalışmaları, etkileşimleri, paylaşımları ve yayınları yapılan değerlendirmenin ardından, Dijital Varlık Reytingi metodolojisi ile derecelendirildi. 0-100 puan arasına endekslenen ve AAA++/E-- ölçeğinde 50 aşamalı harfli not sistemine dönüştürülen reyting bundan böyle her 3 ayda bir güncellenecek.

Dijital Araştırmalar Derneği’nin yaklaşık 4 aydır sürdürdüğü veri madenciliği çalışmalarında ele alınan belediyelerimize ve başkanlarımıza ait 202 websitesi, 128 IOS ve Android uygulamasının yanı sıra, Dijital Kent 2015 Reyting Sistemi 11 sosyal ağda (Twitter, Facebook, Instagram, Flickr, Google+, Youtube, Pinterest, Periscope, Vine, Klout ve Linkedin) 240 kullanıcıya ait 970 sosyal ağ hesabında dijital varlıkların derecelendirmesini yaparken, bir belediyenin veya belediye başkanının hesabının bulunup bulunmadığı, takipçi, beğeni, hakkında konuşan, paylaşım gibi metrik verilerinin durumu, lokasyon ve hesap dili bilgilerinin doğruluğu, paylaşımlarda kullanılan bahsetme, etiket ve linklere ait istatistikler, sosyal ağlardaki kullanıcı profillerindeki bilgilerin güncelliği, kapak görselleri, web sitelerinin mobil kullanıma uygunluğu, web sitelerindeki sosyal medya linklerinin güncelliği, web sitelerinin Türkiye’deki sıralaması ve bir kullanıcının günde ortalama kaç dakika zaman geçirdiği gibi parametreleri de içeren 68 değişken kullanılmış.

Dijital Varlıkları En Doğru Kullanan İl Belediyesi: Kocaeli

Türkiye’nin 81 ilinin belediye başkanlarının 2015 dijital varlık performanslarına göre, dijital varlıkları en iyi kullanan il belediyesi 76,5 puan ve A-- reytingiyle Kocaeli Büyükşehir Belediyesi oldu. Sıralamada, Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi 76 puan, Rize Belediyesi 75 puan, Adana Büyükşehir Belediyesi 74,5 puan ile BBB+++ reytingi ile takip ediyor. Gaziantep Büyükşehir Belediyesi ise, 74 puan ve BBB+ reytingiyle beşinci sırada yer alıyor.

Ayrıca 6 sosyal ağ kategorisinde en iyi 5’in açıklandığı Dijital Kent 2015 sonuçlarına göre;

  • Twitter’da en iyi Antalya Büyükşehir Belediyesi;
  • Facebook, Instagram ve YouTube’da Adana Büyükşehir Belediyesi;
  • Google+’da ise Çorum Belediyesi 

en iyi kullanan belediyeler olarak belirlendirler.

Dijital Varlıkları En Doğru Kullanan İl Belediye Başkanı Menderes Türel

İllerin belediye başkanları da, Dijital Kent 2015çerçevesinde puanlanarak reytinglendi. Buna göre, 2015’de dijital varlıkları en iyi kullanan il belediye başkanı 79,25 puan ve A- reyting ile Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel oldu. Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin 78 puan ve A—reytingi ile ikinci, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü 75 puan ve BBB++ reytingiyle üçüncü olurken; Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Çelik ve Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Enver Yılmaz 66,5 puan ve BB+ reytingle takip etti.

Ayrıca Dijital Kent 2015 sonuçlarına göre;

  • Twitter’da Yalova Belediye Başkanı Vefa Salman,
  • Facebook’da ve YouTube’da Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü,
  • Instagram’da Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel,
  • Google+’da Giresun Belediye Başkanı Kerim Aksu,
  • İnternet sitesinde ise Adıyaman Belediye Başkanı Hüsrev Kutlu

2015 yılında en iyi etkileşim ve yayın performansı göstererek kullanan il belediye başkanları oldular.

İstanbul İlçe Belediyelerinde Beşiktaş

İstanbul’un 39 ilçesinin belediyeleri de, Dijital Varlık 2015 kapsamında incelendi. 2015 yılında İstanbul ilçe belediyeleri arasında dijital varlıkları en doğru kullanan belediye 77 puan ve A—reytingiyle Beşiktaş Belediyesi oldu. 73,5 puan alan Pendik Belediyesi ve 72,5 puanı olan Çekmeköy Belediyesi BBB+ reytingiyle takip ederken, 71,5 puan alan Ataşehir Belediyesi ile 71 puan alan Beylikdüzü Belediyesi BBB- reytingiyle il 5’e giren diğer ilçe belediyeleri oldu.

Ayrıca Dijital Kent 2015 sonuçlarına göre;

  • Twitter’da en iyi Beşiktaş Belediyesi,
  • Facebook'ta Beylikdüzü Belediyesi,
  • Instagram'da Ataşehir Belediyesi,
  • Google+’da ise Eyüp Belediyesi

İstanbul ilçe belediyeleri arasında en iyi dijital varlık performansını sergilediler.

İstanbul İlçe Belediye Başkanlarında Ali Kılıç

İstanbul’un ilçe belediye başkanları arasında dijital varlıkları en doğru yöneten ise, Maltepe Belediye Başkanı Ali Kılıç. 73,5 puan ve BBB+ reyting alan Kılıç’ı 66 puan alan Beylikdüzü Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, 65 puan alan Üsküdar Belediye Başkanı Hilmi Türkmen BB+ reytingiyle takip ediyor. 63 puan alan Bağcılar Belediye Başkanı Lokman Çağırıcı, 62,5 puan alan Küçükçekmece Belediye Başkanı Temel Karadeniz ve Şişli Belediye Başkanı Hayri İnönü izliyor.

Ayrıca Dijital Kent 2015 sonuçlarına göre;

  • Twitter’da Bağcılar Belediye Başkanı Lokman Çağırıcı,
  • Facebook’ta ve Instagram’da Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan,
  • YouTube’da Maltepe Belediye Başkanı Ali Kılıç,
  • Google+’da Pendik Belediye Başkanı Kenan Şahin olurken,
  • İnternet sitesinde ise Eyüp Belediye Başkanı Remzi Aydın

2015 yılında en iyi etkileşim ve yayın performansı göstererek kullanan İstanbul ilçe belediye başkanları oldular.

Dijital Kent 2015 Koordinatörleri Mustafa Özcan ve Gökhan Yücelşöyle konuştu: “240 belediyemizi ve belediye başkanımızı uzun uğraşlar sonucu hazırlanan reyting sistemi sayesinde bir bakıma X, Y ve Z kuşağı şeklinde sınıflandırıldık. Zamanın ruhunu yakalayanlar, yakalamak üzere olanlar ve çok gerisinde kalanlar var. Artık dijital dünyanın imkânlarından, araçlarından faydalanmaksızın başarılı olmak, hele ki yerel yönetimlerde halkla verimli ve etkili iletişim kurmak neredeyse imkânsız. Şehir markalaşması açısından kritik öneme sahip olan Dijital Varlık Reytingi, belediyelerimiz ve başkanlarımız için paha biçilmez bir stratejik dönüşüm kılavuzu görevi görecektir.”

Dijital Kent 2015 hakkında daha detaylı bilgi edinmek isterseniz dijitalkent2015.diplomacy.live web adresini ziyaret edebilir, Raporun tamamına ise buradan ulaşabilirsiniz.

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.


Fikri Işık: Dünya'ya Yeni Teknolojiler Sunmak İstiyoruz!

$
0
0

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık: "Yerli otomobil projemizi geliştirirken ortaya sadece bir otomobil çıkarmakla yetinmek istemiyoruz. Sürücü kontrol ünitesi veya otonom araç sistemleri gibi alanlarda dünyaya yeni teknolojiler de sunmak istiyoruz" dedi.

Fikri Işık, Intel Teknoloji Konferansı'nda yaptığı konuşmada, teknolojinin insan hayatını koruması, güzelleştirmesi, iyileştirmesinin büyük önem taşıdığını belirterek, konferansta yapılacak olan değerlendirmelerin bu amaca hizmet edeceğine inandığını kaydetti.

Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu 29’uncu Toplantısını Başbakan Ahmet Davutoğlu başkanlığında dün gerçekleştirdiklerini anımsatan Işık, şunları kaydetti:

"Toplantımızın ana gündemini, Sanayi 4.0 devrimi oluşturdu. Önceki 3 sanayi devrimini geriden takip ettiğimiz için bu yeni sürece şimdiden hazırlıklı olmayı çok önemsiyoruz. Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu (BTYK) toplantısında da bu sürecin neler getireceğini, bu sürece hazır olmamız için neler yapmamız gerektiğini çok kapsamlı bir şekilde ele aldık. BTYK toplantımızın hemen ertesi günü, özel sektör öncülüğünde böyle bir konferansın gerçekleşiyor olması, gerçekten de çok isabetli oldu. Sizlerden şu hususu özellikle rica ediyorum, Bu konferansta, teknolojinin geleceğiyle Türkiye’nin geleceğini birlikte ele alalım. Türkiye’nin yeni nesil teknolojileri geriden takip eden değil, bu teknolojileri geliştiren ihraç eden bir ülke olması için neler yapmamız gerektiğini tartışalım."

Haberin devamını okumak için: http://www.sanayi.gov.tr/NewsDetails.aspx?newsID=18955&lng=tr

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Yerimizi Bilgisayarlar Alırken Bize Hangi İşler Kalacak?

$
0
0

“Eğitim sistemi insanlar gibi davranan makineler ve makineler gibi davranan insanlar üretir.” Demiş bir bilge. Hatta daha da ileri gidersek iş dünyasındaki bütün işleri neredeyse bilgisayarlara bırakmak üzereyiz. Peki, çalışanlara yapacakları ne iş kalacak acaba?

Sanayi dönemi eğitim anlayışında öğrenci (hammadde) toplayıp, okullarda (fabrika) eğitmek (işlemek) o çağın kurnazca tezgâhladığı bir düşünceydi. Keza hala etkilerinin sürdüğünü de belirtelim. Eğitim sistemi aynı şekilde fabrikasyon mantığı ile çalışmaya devam ediyor.

Tarım toplumuna bundan 10.000 yıl önce geçtik. Sanayi toplumuna ise 200 ile 300 yıl önce. Bilgi toplumuna geçeli sadece otuz yıl oldu. Her şey o kadar hızlı değişiyor ki bundan sonraki çağ için ise o kadar fazla beklemeye gerek kalmayacak.

1870 de Alexander Bell sesi elektronik olarak aktarabilecek ilk aletler üzerinde çalışmaya başlamıştı. 1880 gelindiğinde Amerika da 48000 telefon vardı. Ve 1924 yıkında 15 milyondan fazla.

İlk bilgisayar ise 1930’lar da ve 1940’lar da tasarlanmıştı. Mucidi genellikle Alman Konrad Zuse olarak gösterilir. Bizim fikrimize uyan ilk bilgisayar EDSAC 1949 da Cambridge Üniversitesinde tasarlanıp yapıldı. Daha düne kadar bilgisayarların bütün işyeri ve evlere gireceği fikrine hayal gözüyle bakılıyordu.

Dolayısıyla bilgisayarların hâkim olduğu bir dünyaya doğru gidiyoruz. Aslında biz mi bilgisayarları yoksa bilgisayarlar mı bizi kullanıyor, orası belli değil.

Bize düşen bundan sonraki çağın karakterini çözmek ve bu karaktere uygun argümanlar üretmektir. Önümüzdeki dönemde öncelikle “yeni bilgi”nin güç olarak ciddi bir yükselişinden bahsedilmektedir.

Yeni bilgi ağlarında iletişim, yanlamasına ve çapraz hareket edebilmekte ve alt üst düzeylere sıçrayabilmekte.

Yönetimsel olarak ise dikey hiyerarşi yerini yatay anlayışlara doğru bırakmaya başlamaktadır. Artık birçok firmada rütbeye ve mevkie bakılmıyor.

Yarının çalışanı, emre itaat eden değil, kritik kararlar alabilen, yeni çevrelerle başa çıkan, yeni ilişkileri anında saptayan kişi olacak.

Yine bir düşünür “kaslardan, akla dayalı bir servet yaratma sistemidir şu an olan. Bundan sonra ise akıldan sezgilere doğru geçilmektedir” şekilde bir yaklaşımda bulunuyor.

Yine aynı düşünür; geleceğin bir olasılıklar, yönler, olaylar, kıvrımlar, ilerlemeler ve sürprizler toplamı olduğunu ve geleceğin resimli yapbozunda bütün parçalar yerlerine yerleşeceğini söylüyor.

İş dünyasında yeni kahraman yönetici veya lider değildir artık. Büyük bir organizasyonun içinde bulunabilecek ve “bir yenilik” yaratan kişi olacaktır. Bu kişi aynı zamanda konsept projeler geliştirebilen ve sezgilerini isabetli şekilde sürece uyarlayabilendir. Hayal gücünü ve zengin bilgilerini eylemle birleştirebilenler iş dünyasında parmakla gösterilecektir.

Bilginin gücüyle ilgili olarak tarihçiler “akıl karıştırıcı bir altın madeni yaratıyoruz” ifadesini kullanmaktadır. Bu büyük bilginin yorumlanması ve yönlendirilmesi ise ayrı bir zorluk olarak karşımıza durmaktadır. Bilginin güvenliği meselesi ise apayrı bir sorun olarak çözümünü bekliyor.

Bundan sonraki çağın hayal çağına sürüklendiği noktasında yorumlar yapılmaktadır. Sıradan işleri bilgisayarlar yapacak ve insana yaratıcılık ve sezgi gücünü kullanmak düşecektir.

Geleneksel disiplinler küçük küçük parçalara ayrılırken bilgilerin sentezlenmesi artık söz konusu olabilecektir.

Buradan bizlere yeni yeni işler ortaya çıkmaktadır; yapay zekâ, bilişsel teoriler, nöro biyoloji ve bilginin mimarisi gibi daha birçok yeni alan açılmaktadır.

Bu ekstra sistemler zamanla iş dünyasının ötesine geçecek ve derin sosyal, siyasal hatta felsefi sonuçlara yol açacaktır. Daha şimdiden koca -koca sektörlerin güç ilişkilerini etkilemeye başlamıştır, bile.

İş dünyasında mantıklı düşünen insanların değil hayal gücünü yüksek derecede kullanan insanların çıkışından bahsedebiliriz. İngiliz edebiyatçının dediği gibi; “mantıklı insan kendini çevresini saran şartlara uyarlar. Mantıksız insan etrafındaki şartları kendine uyarlamaya çalışır. Bütün ilerleme mantıksız insana bağlıdır.

2016 Yılında İş ve Ekonomi Dünyasına Yön Verecek Teknoloji Trendleri!

$
0
0

2016 Accenture Teknoloji Vizyonu çalışması ile bu yıla yön verecek beş teknoloji trendi belirlendi. Trendlerin hepsinin temel bileşeni teknoloji olsa da tümünün özünde‘Önce İnsan’ yaklaşımı yer alıyor. Şirketlerde asıl farkı ve başarıyı getirenler insanlar olacak.

Strateji, yönetim danışmanlığı, dijital, teknoloji ve operasyon alanlarında geniş hizmet ve çözümler sunan uluslararası profesyonel danışmanlık şirketi Accenture’ın gelenekselleşen ‘Teknoloji Vizyonu’nun 2016 yılı çalışması, dijital dönüşümün hız kesmeden devam ettiği, yeni dünyayı şekillendiren beş teknoloji trendini belirledi. Teknoloji Vizyonu 2016 kapsamında hayata geçirilen rapor da küresel ekonominin yüzde 33’ünün halihazırda dijitalden etkilendiğini gösteriyor.

Şirketlerin hâlihazırda hayata geçen veya kısa vadede etkisini hissettirecek olan dinamikleri öngörmelerine yardımcı olan Accenture Teknoloji Vizyonu trendlerinin özünde ‘Önce İnsan’ yaklaşımı yer alıyor. Hızla gelişen teknolojik gelişmeler, iş gücünde de dönüşümü beraberinde getiriyor. Çalışmada, her ölçekteki şirketin; çalışanlarının dijital yetkinliklerini güçlendirecek yeteneklerini belirlemeyi, bu yetenekteki kişileri işe almayı onların sürekli gelişimlerine destek vermeyi önceliklendirmesi gerektiğinin altı çiziliyor.

Accenture Türkiye Teknoloji Grubu Ülke Lideri ve Yönetici Ortağı Emre Hayretci, 2016 teknoloji trendlerini değerlendirerek; “Geçtiğimiz yılın Teknoloji Vizyonu trendlerinde dijital işletmeye dönüşmek isteyen şirketlerin tek başına değil, ekosistemler şeklinde çalışıp ‘Biz Ekonomisi’ni yaratarak fark ve kar yaratma alanında büyük potansiyel gördüklerini belirtmiştik. Bu yıla yön verecek teknoloji trendlerinin özünde ise “Önce İnsan” yaklaşımı yer alıyor. Çünkü her ne kadar dijitalleşmenin temelinde alt yapı teknolojilerinin gelişimi yatıyor gibi görünse de şirketlerde asıl farkı yaratacak ve başarıyı getirecek olan insan… Şirketler, hem çalışanlarını hem de diğer paydaşlarını teknolojiyi daha etkin kullanmaya yönlendirebildiği, onların bu alandaki kabiliyetlerine yatırım yapabildikleri takdirde dijital dönüşüm içinde var olabilecek” dedi.

Teknoloji sayesinde verinin hızlı üretilir, ulaşılabilir olması, internete erişimin ve bilgi işlem gücünün artması ile farklı sektörlerdeki şirketlerin işlerinin bir bölümünü dijital işe dönüştürdüklerinin görüldüğünü belirten Hayretci; “Büyük bir teknoloji devriminin ortasındayız. Dijitalin artık şirketlerin DNA’larında olması kaçınılmaz. Küresel ekonominin yüzde 33’ü halihazırda dijitalden etkilenmiş durumda. Araştırmaya katılanların yüzde 86’sı da önümüzdeki üç yıl içinde teknolojideki değişim hızının çok yüksek ve beklenmedik düzeyde artış göstereceğine inanıyor. Biz de Accenture olarak, ortaya koyduğumuz, hepsi somut gerçekliğe odaklanan ve işletmelerin dijitale dönüşmesi ortak zemininde buluşan Teknoloji Vizyonu 2016 trendlerini uygulayabilen şirketlerin geleceğin liderleri olacağına ve dijital avantaj elde edeceğine inanıyoruz” açıklamasında bulundu.

Diğer yandan Teknoloji Vizyonu 2016 kapsamında, 11 ülkede ve 12 endüstri dalında faaliyet gösteren 3.100’ün üzerindeki işletme ve IT yöneticisinin katılımıyla yapılan araştırmaya katılanların da yüzde 70’i, son iki seneye göre teknolojiyle ilgili yatırımlarını önemli ölçüde artırdıklarını söylerken yüzde 55’i yapay zeka platformlarını kullanmayı planladıklarını belirtti.

2016 Yılında İş ve Ekonomi Dünyasına Yön Verecek Teknoloji Trendleri:

Trend 1:Akıllı Otomasyon: Lider şirketlerin, rekabet avantajı sağlayacak yeni bir dijital dünya yaratmak için akıllı otomasyondan faydalanmaları gerekiyor. Bu dönemde makineler ve yapay zeka iş gücü ise vazgeçilmez unsurlar haline gelecek. Makinalar, insanların güvenini kazanacak. Akıllı otomasyon yeni dünyada büyümenin ve inovasyonun başlangıç noktası olacak. Yapay zeka tarafından desteklenen çözümler, farklı sistemlerden muazzam miktarda veriyi elde etme ve işleme yeteneği sağlayarak şirketlerin iş modellerini ve iş yapma biçimlerini önemli ölçüde değiştirecek. 2020 yılında 44 zetabayttan fazla verinin olması ve bunların yüzde 33’ünün analizler için kullanılabilir durumda olması bekleniyor. Bugün sadece ABD’de yapay zeka konusunda çalışan startupların sayısı son dört yılda 20 katına çıktı. Bu doğrultuda, 2015 – 2018 yılı için profesyonel hizmetlere yönelik robotların 152.400 adetle 19,6 milyar dolarlık, kişisel hizmetlere yönelik ise 35 milyon adetlik 12,2 milyar dolarlık bir hacim oluşturacağı tahmin ediliyor.

Trend 2:Akışkan İş Gücü:Şirketler sürekli değişen dijital çağa ayak uydurmak için gerekli teknolojilere ve araçlara yatırım yapıyor. Ancak tüm bunların arkasında çok kritik bir unsur daha var: İş gücü, yani çalışanlar... Akışkan iş gücü, şirketin yetenek havuzunu sürekli güncel ve değişen ihtiyaçlara uyumlu tutmasına yönelik bir yaklaşım. Şirketler doğru teknolojiyi seçmekten daha fazlasını yapmalı. Bu teknolojileri kullanarak doğru kişilerin doğru adımları atmalarına imkan sağlamalı. Diğer yandan 10 yıl içinde Global 2000 listesinde yer alan ve tepe yöneticileri dışında tam zamanlı çalışanı olmayan bir şirketin doğması bekleniyor. Ayrıca, 2015 yılında milenyum kuşağı iş gücündeki en büyük kitle haline gelirken, 2025’te bu oranın yüzde 76’ya çıkması bekleniyor. 2020 yılında ABD’deki iş gücünün ise yüzde 43’ünün freelance olacağı öngörülüyor.

Bu trendin insan kaynakları iç değerlendirme süreçlerini de değiştirmesi bekleniyor. Beyin avcıları için de kişilerin online’da gösterdikleri bireysel başarı ve etkililikle oluşturdukları dijital itibar özgeçmişten daha belirleyici olması öngörülüyor. Diğer yandan işletmelerin yavaş işleyen eğitim programlarına karşılık kendi eğitim programlarını yaratacakları tahmin ediliyor.

Trend 3:Platform Ekonomisi: Yıkıcı inovasyonun bir sonraki aşaması, şu anda farklı endüstrilerde filizlenen, teknolojiyi kullanan ve platformlar tarafından desteklenen dijital ekosistemler tarafından oluşturulacak. Dijital şirketler yaratmak için teknolojinin nimetlerinden başarıyla yararlanan liderler şimdi de ekosistem temelli dijital ekonomide başarıyı getirecek, birbiriyle bağlantılı, ölçeklenebilir ve uyumluluk özellikleri güçlü bir platform ekonomisi ortaya koyuyorlar. Günümüzde platformlar iş dünyasındaki en büyük dönüştürücü unsurlardan biri olarak dikkat çekiyor. İş yapma biçimlerini yeniden tanımlayan ve yepyeni büyüme fırsatları oluşturan bu platformlar etrafında kurgulanan ekosistemler ve yeni modeller, Sanayi Devrimi’nden bu yana iş dünyasında yaşanan en büyük değişimlerden birini gerçekleştiriyor. Halka açık olan en büyük 15 platform temelli şirketin piyasa değeri 2,6 trilyon dolara erişirken henüz halka açılmamış Unicorn (piyasa değeri 1 milyar dolar ve üstü startup) şirketlerin toplam değeri 500 milyar doları aşıyor. Platform tabanlı şirketler bugün 3 trilyon dolardan daha fazla bir piyasa değerini temsil ediyor. Teknoloji temelli ve doğuştan dijital şirketler rekor piyasa değerlerine ulaşarak dijital ekonomiyi domine etse de farklı endüstrilerden teknoloji odaklı olmayan şirketlerin de artık platform stratejileri geliştirerek önümüzdeki dönemde geleceğin inovasyon devleri olması mümkün.

Trend 4:Öngörülebilir Yıkım: Günümüzde her şirket dijital dünyanın dönüştürücü gücünü anlamış durumda. Ancak bunlar arasında yeni, platform temelli ekosistemlerin ne kadar güçlü ve sürekli bir değişim yarattığını özümseyenlerin sayısı çok da fazla değil. Sadece iş modelleri tepetaklak olmakla kalmayacak. Bu ekosistemler güçlü ve önceden tahmin edilebilir bir yıkım başlattıkça endüstrilerin ve ekonomik segmentlerin tamamı yeniden tanımlanmak zorunda kalacak. Bu durumda, önümüzdeki beş yıl içinde endüstriler arasındaki sınırların yok olarak bugünkü sınırların yarısı kadar olacağı tahmin edilirken, on yıl içinde ise geleneksel endüstriler arasındaki sınırların tüm sektörler için tamamen yok olacağı öngörülüyor. Fortune 500 listesinde yer alan şirketlerin çoğu da 2025 yılında listede olamayacak.

Trend 5: Dijital Güven: Yeni teknolojiler yeni ve potansiyel risk alanları doğuruyor. Dijital ekonominin temelini güven oluşturuyor. Dijital şirketler, güven oluşturmadan veri toplayamayacağı ve kullanamayacağı için şirketlerin güvenlik ve etik unsurlarını öncelik haline getirmeleri gerekiyor.Şirketler, güven ortamı sağlamadan, verileri toplama ve işleme şansına sahip olamayacak. İşte bu nedenle günümüzün en gelişmiş güvenlik çözümleri sadece alan savunması yapmakla kalmıyor, veri konusunda en güncel etik standartlara uyumu da sağlıyor. Dijital ekonomide yaşanan bu hızlı değişim aynı zamanda bazı riskleri de beraberinde getiriyor. Dijital şirketler, geleneksel şirketlerin karşı karşıya kalmadığı birçok riskle yüzleşmek zorunda.

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Türkiye’de Dijital Reklam Yatırımları 2015’te Yüzde 18 Arttı!

$
0
0

Bullseye Worldwide, 2015 yılının dijital reklam yatırımlarını esas alan IAB raporunun değerlendirme ve analizini yaptı. AdEx Dijital Reklam Raporu’nda yayınlanan verilere göre, Türkiye’de dijital reklam yatırımları 2015 yılında yüzde 18 büyüme kaydetti. En büyük büyüme geçen yıllarda ve 2015’in ilk 6 ayında olduğu gibi, mobil ve video kategorilerinde yaşandı. Mobil reklam yatırımları yüzde 61 artış gösterirken oyun içi video reklam yatırımları ise yüzde 30,6 ile sektör ortalamasının üzerinde büyüdü.

2015 yılının dijital reklam yatırımlarını değerlendiren Bullseye Worldwide’ın IAB’den edindiği reklam sektöründeki yatırımları konu alan AdEx Dijital Reklam Raporu sonuçlarına göre Türkiye’de toplam dijital reklam yatırımları geçen yıldan bu yıla yüzde 18 oranında artış sergiledi. Bu durum, ülkede yaşanan ekonomik dalgalanmalar ve marka iletişimini engelleyen sosyal olaylara rağmen ülkemize dijital reklamcılığın oturmaya ve diğerlerinden ayrışmaya başladığını gösteriyor.

Mobil Reklam Yatırımları Yüzde 61 Oranında Artış Gösterdi

Bullseye Worldwide Kurucu Ortağı Afşın Avcı mobil reklamlar konusunda “Mobil Reklam yatırımlarının artacağı öngörüyorduk. Smartphone kullanımlarında yaşanan artış ve mobil merkezli iletişime olan küresel ölçekli yönelim doğrultusunda 2015 yılında da yüzde 61 ile çok güçlü bir artış meydana geldi. Önümüzdeki dönemde de yüzde 40-60 arasında artmasını öngörüyoruz” dedi.

Rapor sonuçlarında görüldüğü üzere mobil reklam yatırımları 2014 yılında yüzde 57,7, 2015’te yüzde 61 ve iki senede toplam yüzde 153,8’lik artış gösterdi. Yüzde 61 artış oranının önemini gösteren bir diğer veri ise 2015 yılında SMS/MMS kampanyaları için veri kullanımına getirilen kısıtlamadan ötürü bu alanda yatırımların düşmüş olması. Bu düşüşe rağmen mobil reklam yatırımları, bu alanın takipçisi olan videoyu büyüme anlamında neredeyse ikiye katlamış durumda.

Mobil reklamların artık kendi başına bir Pazar haline geldiğini belirten Afşın Avcı, “Mobil reklamlar 2015 yılında dijital reklamcılığın bir kolu olmaktan çıkıp, markaların hedef kitleleri ile doğrudan bağlantıya geçtikleri güçlü bir iletişim kanalı haline geldi. Bu da mobile-only reklam kampanyalarının ve projelerin çıkışına zemin hazırladı. Markaların sağladıkları sağlıklı iletişim ve mobil mecraların zenginleşmesi ile önümüzdeki dönemde bu yönelim daha da kuvvetlenecektir” dedi.

Mobil Oyun Reklamları İçin Ayrı Kategori Açılmalı

Raporda dikkat çeken bir diğer nokta ise, yüzde 30,6’lık bir büyüme ile sektör ortalamasının üzerinde büyüyen Oyun İçi Reklamlar. IAB Türkiye tarafından gerçekleştirilen araştırma sonuçlarına göre Türkiye’de 22 milyon kişi oyun oynuyor. Raporu yorumlayan Afşın Avcı“Oyun İçi Reklamlar kategorisi kitleye ulaşma konusunda ciddi bir önem arz ediyor. Mobil oyunlar artık çocuk hedefinden her yaş grubuna hitap eder boyuta geldi. Gerek havuç içeren gerekse standart görselleri içeren oyun içi reklamlar 2015 yılında önemli bir artış gösterdi. 2016 yılında da bu büyümenin belli ölçüde tekrarlanacağını öngörebiliriz” dedi.

Mobil platformlardaki tüm bu gelişmeleri değerlendiren MMA Türkiye Ülke Direktörü Melis Ertem,“Mobil, içinde yer alan her öğenin ve her alanın bir mesaj verme fırsatı sağladığı yeni bir medya türü yarattı. Tüketiciyle doğru yerde ve doğru zamanda bu denli yakın ve kişisel bağlantı kurmayı sağlayan ve bir o kadar da büyük kitlelere erişilebilen bir kanal daha mevcut değil. Bu çerçevede mobil reklam yatırımlarındaki artış da aslında pazarlamayı mobilin öncülüğünde tekrar şekillendirmenin zamanının geldiğini de göstermektedir. Bütün bu değişimin tam merkezinde olan mobil ve dolayısıyla mobil reklamcılık önümüzdeki yıllarda da sürekli değişmeye ve gelişmeye devam edecek. Başka herhangi bir sektörde sorun yaratabilecek bu hızlı değişim ise mobil reklam ve pazarlamanın en önemli gücü olmaya devam edecek” dedi.

Dijital Reklamda En Büyük Pay Google’ın

AdEx Dijital Reklam Raporu sonuçlarına göre, digital reklam yatırımlarında 2015’te de en büyük payı Google Search aldı. 2014’te de olduğu gibi, pazarda en büyük payı, 733,4 milyon lira ile arama motoru reklamları alıyor. Türkiye dijital reklam harcamalarının odaklandığı ikinci en büyük kategori olan display, bir önceki yıla göre yaklaşık yüzde 17,5 oranında büyüyerek 2015 yılında 611,5 milyon lira büyüklüğe ulaştı. Afşın Avcı, “Performans odaklı yayınların bu kadar yoğun olduğu bir ülkede farklı bir sonuç beklenemezdi. Kullanıcı dostu self servis hizmeti, performans odaklı yapısı ve Google hegemonyası devam ettiği sürece, önümüzdeki yıllarda da Google Search dijital bütçelerin büyük bir kısmını almaya devam edecek” dedi.

En Büyük Sürpriz E-postada, Yatırımlar Azalıyor

2015 yılında diğer dikkat çeken veri ise e-mail reklam yatırımlarında yaşanan düşüş. Bu düşüşü e-mail üzerinden gerçekleşen reklamcılığın azaldığı ya da e-mail reklamlarının önemini yitirdiği şeklinde yorumlamanın yanlış olacağını belirten Afşın Avcı, “Bu düşüşe neden olan iki ana faktörü markaların kendi bünyelerinde veri toplayarak e-mail iletişimlerini CRM aracılığıyla gerçekleştirmelerine, gelişen hedefleme teknolojisi ile markaların çok daha niş kitlelere ulaşarak daha spesifik reklamlar yapmalarına bağlayabiliriz” dedi.

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Dijital Reklamlarla Fiziksel Mağaza Satışları Nasıl Arttırılır?

$
0
0

Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de online kanalda araştırma ve satışı fiziksel mağazada sonlandırma (ROPO) trendi hızla artıyor. Peki, yeniden hedefleme ile yapılan dijital reklamlarla fiziksel mağazadaki satışları artırmak mümkün mü?

RTB House, günümüzün önemli kullanıcı alışkanlıklarından biri olan internetten araştır, mağazadan satın al (Research Online, Purchase Offline – ROPO) trendinin nasıl yeniden hedefleme ile avantaja dönüştürülebileceğini açıklıyor.

Regensburg Üniversitesi’nin çok kanallı dağıtım üzerine yaptığı araştırma, satın alma kararında internetin önemini ortaya koyuyor. Araştırmaya göre, alışverişçilerin yüzde 80’i herhangi bir ürünü satın almadan önce internetten bilgi topluyor.

Google Consumer Barometer’ın Türkiye’deki internet kullanıcılarının üzerinde yapılan araştırmasından çıkan sonuçlara göre, kullanıcıların yüzde 47’si araştırmalarını online kanallarda gerçekleştirdiğini ancak satın alma işlemini fiziksel mağazada tamamladığını belirtiyor. Buna karşın araştırmasını online kanallardan yaparak, satın alma işlemini de online kanallarda sonlandıranların oranı yalnızca yüzde 17’de kalıyor.

Satın alma işleminin online kanallarda sonlandırılmaması dijital reklam harcamalarının da sorgulanmasına sebep oluyor. Oysa yeniden hedefleme (retargeting) kullanarak ROPO etkisini bir avantaja dönüştürmek mümkün.

Online Satışlar Fiziksel Mağazadaki Satışları Tetikliyor

“Google ve Görtz ile yapılan bir araştırmaya göre, ROPO uygulayan müşterilerden elde edilen satış gelirleri inanılmayacak kadar yüksek. Online’da yaratılan her bir dolarlık satış, fiziksel mağazada bir başka 0.93 dolar olarak satışa dönüyor. Online reklam yatırımlarını kurgularken yapılan pazarlama faaliyetlerinin online satışları artırmasının yanı sıra fiziksel mağazalarda da satışları tetiklediğini unutmamak gerekiyor” diyen RTB House TürkiyeÜlke Müdürü Okay Tuğ, online kampanyalar ve yeniden hedefleme araçlarını seçerken dikkat edilmesi gerekenleri şu şekilde sıralıyor:

Öneri 1: Online reklamın tek hedefi yalnızca online satışları artırmak olmamalı

Reklamların marka değerini artırmaya önemli bir etkisi olsa da bunu ölçmek kolay değil. Buna rağmen şunu söylemek oldukça kolay; bir kampanyadaki yaratıcı çalışmanın esas amacı potansiyel müşterileri satın alma sürecini başlatmak olsa da web sitesinin logo ve diğer markayı oluşturan bileşenleri kullanıcılar üzerinde oluşan algıyı doğrudan etkiliyor. Kullanıcının tercihleri arasına markayı sokmak hem online hem de fiziksel mağazada gerçekleşen satışlarda önem taşıyor.

Daha karmaşık içgörülerden oluşan yeniden hedefleme senaryoları ise özel yaratıcı çalışmaları tetikleyebilir. Örneğin bir kullanıcı girdiği online alışveriş sitesinde birçok defa sepetine ürünleri doldurup satın almadan ayrılıyorsa, pazarlamacılar oradaki fırsatı görerek marka imajını artırıcı çalışmalarla fiziksel mağaza satın almasını tetikleyecek çalışmalara gidebilirler.

Öneri 2: Kullanıcıların fiziksel mağazalardan alışveriş yapması için özel reklamlar kullanın

Bazı durumlarda ürün araştırmalarının online kanallardan yapıldığı, ürün hakkında yeterli bilginin alındığı ancak satışların nadiren sanal ortamda sonlandığı görülebiliyor. Bu gibi durumlar daha çok inşaat malzemesi, ev eşyaları, elektronik cihazlar gibi yüksek fiyatlı ürünlerde ortaya çıkıyor. Bu gibi markalar için yapılması gereken online kanallar üzerinden fiziksel mağaza satışlarına doğru yönlendirmelerde bulunmak olmalıdır.
Bunun bir yolu fiziksel mağazadan satın almayı teklif edecek bir yaratıcı çalışma olabilir. Eşyanın nasıl olduğunu onlara gösterin ve doğrudan bir danışmana yönlendirin ya da fiziksel mağazada bir indirim vaadinde bulunun.

Öneri 3: Bağlamsal yeniden hedefleme teknolojisi ekleyin ya da en yakındaki fiziksel mağazanın konumunu gösteren bir reklam gösterin

Potansiyel bir müşteri ürünlerinize ulaşacağı en yakın mağazanın nerede olduğunu bilmeyebilir. Yeniden hedefleme araçları, her kullanıcının konum bildiren bir reklam yardımıyla en yakındaki mağazanın konumunu göstermesine yardımcı olabilir. Bunu bir adım öteye taşıyarak özel bir seçenekle, örneğin bir indirim kodu ya da bonus getirecek bir teklifle müşteriyi en yakın mağazaya yönlendirin.

Haberimizi dijital reklamlarla fiziksel mağazadaki satışlarını arttırmak isteyen girişimcilerimiz başta olmak üzere tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Viewing all 209 articles
Browse latest View live